Mafya Bölüm 3

Mucizelere inanmazdım ta ki, o güne kadar. Dedemin mafya çetesinin patronu olduğu aklıma bile gelmezdi. Önümde yatan cesedin kafasından akan kanlar ayakkabıma geliyordu. Hemen Stal’ın koluna girdim, aceleyle yürümeye başladık. Hemen bir taksi çağırdım. En iyisi onu hastaneye götürmek olacaktı.

”En yakın hastaneye sür, çabuk ol! ” Kolunu alçıya aldırdıktan sonra, dedemi görmeye giderim. Şuan için en iyisi bu.

”Hayır, Genç Efendi lütfen beni köşke götürün. Orada iyi olacağım, doktorlarımız bana bakacaktır. Sizi de biran önce dedenizin yanına götürmek istiyorum.” Ne yapmalıydım. Dedikleri akla yatkındı. Dediğini yapmaya karar verdim. O da yolu tarif etti. Kısa sürede köşke varmıştık. Söylenebilecek tek şey, bir ev için gereğinden büyük olmasıydı. Üstelik denize sıfırdı. İçeri girince birkaç hizmetçi beni selamladı. Stal’ı kolumdan alarak götürdüler.

Beni ise sahile indirdiler. En sonunda dedemi görmüştüm, şemsiyenin oluşturduğu gölgenin altında oturuyordu ve soğuk bir şeyler içiyordu. Beni görünce ayağa kalktı ve bana doğru yürüdü. Yanına gittim ve ona sıkı sıkı sarıldım.

”Torunum, seni çok özledim. Seni en son gördüğümde liseye yeni başlamıştın. Şimdi ise koca adam olmuşsun. Başına gelenler için özür dilerim. Önemli olan sağ salim gelmiş olman.” Dedem hiç değişmemiş, hala her zaman ilk beni düşünüyor.

”Sorun değil dede. Bunların yaşanmasını sen de istemezdin.”

”Baban hayatta olsaydı beni asla affetmezdi.”

”Dede beni buraya neden çağırdın? Neden bir mafya patronu olduğunu benden sakladın.”

”Üzgünüm torunum. Bunu sana söyleyerek seni tehlikeye atamazdım. Seni buraya çağırmamın nedeni, artık ömrümün son zamanlarını yaşamam. Sen bu çetenin varisisin. Genç olsan da bu çetenin en güçlü adamlarının içerisinde yer alırsın. Üstelik okuduğun üniversite ülkenin en iyisi. Benim yerime bu çeteye sahip çıkacak ve diğer çetelerden koruyacaksın.”

”Bunu istemiyorum. Bu işler bana göre değil. Sadece normal bir hayat geçirmek istiyorum.”

”İlk kurucunun bu çeteyi kurarken ki amacı, diğer çeteleri dengelemek ve onları birleştirmekti. İsteğini bizlere miras bıraktı. Sen de onun kanını taşıyorsun yani bu işlerin sana göre olmamasının imkanı yok. Adamlarım yaşanılanları bana rapor etti. Çoktan birisini öldürmüşsün bile.”

”Yapmak zorundaydım, yoksa Stal o adamın yerine ölecekti.”

”Eminim adamı öldürdüğünde en ufak bir şey hissetmemişsindir.” Duraksadım, doğru söylüyordu.  Neden bir şey hissetmemiştim? ” Çünkü damarlarında akan kan bunu istiyor. Ve sana kendini kanıtlayacağım. Şimdiden üzgünüm.” Biranda masaya bir tekme indi. 5 kişi yanımızda dikilmişti. Biri beni tutarak fırlattı. Havada takla atarak yere normal bir iniş yaptım. Beni savuran üstüme koştu ve yumruk attı. Yumruğunu tuttum ve refleks olarak dirseğimle yüzüne vurdum. Diğer adam yanıma geçti ve aynı anda tekme attık, adamı bastıran bendim sendeledi ve denize düştü. Diğer iki adam birlikte saldırdılar birini kolundan tutarak sırtımdan diğer adamın üstüne attım. Son kalan ise elinde sopayla bana koştu. Sopayı tekme ile kırdım, adamın karnına bir yumruk attım ve o da yere düştü.

”Ahahaha, torunum sana söylemiştim, sen güçlüsün. Bu çetenin patronu olacaksın. Seni buraya getirmemde ki bir diğer sebep. Senin, 10 büyük mafya çetesinden olan Preaf çetesini bizim safımıza katmanı istemem.”

”Dede, bunu ben nasıl yapabilirim. Artık saçmalamaya başladın.” Dedem sırıttı.

”Tabi ki de o yaşlı moruğun torunu ile evlenerek.”

(Visited 100 times, 1 visits today)