Benim ismim Nui.19 yaşındayım ve üniversiteye bu sene geçtim. Yeni okulumu gezdikten sonra eve geçip yeni aldığım kitapları okumak istiyordum. En azından planım buydu. Okul kapısından çıkmadan hemen önce tüylerim diken diken oldu. Etrafa bakındım, kimseler yoktu. Önüme döndüğümde kafamda kötü bir acı hissettim. Elimi kafama götürdüğümde başımdan kan akıyordu. Etraf bulanıklaştı.
” Ne olu…”
Her şey çok hızlı gelişti, kendime geldiğimde havaalanındaydım. Gözlerimi açtım,bağırmaya çalıştım ama sesim çıkmıyordu. Elim bağlı,ağzım bantlı. Bu da neyin nesiydi. Hemen etrafa baktım. Gördüğüm tek şey birisinin özel jetiydi. Odanın kapısı açıldı ve içeri iki adamın yanında, onlardan daha yetkili olduğu belli bir kadın girdi.
”Böyle bir şekilde seni kaçırdığımız için kusura bakma. Acelemiz olduğundan sana olayları anlatamadık. Bu ikisine seni nazik bir şekilde bayıltarak getirmelerini söyledim ama ne yazık ki bu kısmını unutmuşlar.” Adamlardan biri özür dilercesine kafasını salladı. Bunlar ne demekti? Beni neden kaçırmışlardı? Benden ne istiyorlardı? En önemlisi, eve dönebilecek miydi? Aklımda bir sürü soru vardı, ilk önce hangisini sormalıydım? Bir şey söylemem gerektiğini fark ettim. Diğer adam yanıma gelerek beni çözdü ve ağzımdaki bandı çıkardı. Kurtulur kurtulmaz adamı kolundan tutarak kendime çektim ve karnına dizimle vurdum. Maalesef o kadar saat bağlı kalmak bacağımı uyuşturmuştu, tekmeyi fazla sert atamamıştım. Diğer adam hemen üstüme koştu ve beni yere yatırdı. Kadın ise gülümsüyordu.
”Nui. 19 yaşında üniversiteye gidiyor. Hobisi kitap okumak. Geçimini dedesinden gelen parayla idare ediyor. Annesi ve babası üç sene önce trafik kazasında trajedik bir şekilde hayatını kaybetti. 10 yaşından beri taekwondo yapıyor. Senin hakkındaki edindiğimiz bütün bilgiler.”
” Benden ne istiyorsunuz? ” Şuan için bunun cevabını almam yeterliydi. Sadece biran önce eve gitmek istiyordum. Sıcak yatağımda kahve içerek kitap okumak kulağa çok güzel geliyordu. Ama bu kadın beni nereden tanıyordu. Bu bilgileri nasıl edindi.
”Dedenin ne iş yaptığını biliyor musun?”
”Bu soru da ne böyle. Dedemin işini tabii ki de biliyorum. İtalya’da küçük bir restoranı var. Kendi çapında orayı işletiyor.” Kadın sanki bir salakmışım gibi bana bakıyordu.
”Senin deden İtalya’nın 10 büyük mafya çetesinden birisi olan View’in patronu.”
Bu kadın neler diyordu. Dedesi bu kadar saygın birisi miydi? Onun niye bundan haberi yoktu? Ona neden hiç söylememişti? Lanet. Bu kadın her konuştuğunda kafamdaki sorular artıyordu. Ama şimdilik sadece ayak uydurmam lazım. Bu insanların ne yapacağı belli olmaz.
” Peki, benden ne istiyorsunuz? ”
”Deden ölmek üzere.”
” Ne!? Hayır, yalan söylüyorsun. ” bu hayattaki tek ailesi onu bırakıp gidemezdi. Ona bunu yapamazdı.
” Kendin gör, Küçük Efendi”
Küçük Efendi mi? Bunu dalga geçiyor gibi söylememişti. Bu iş nereye gidiyor böyle. Kadın kapıyı açtı ve ona yolu gösterdi.
” Nereye gidiyoruz? ” Kadın jetin kapısına kadar ilerledi ve ona döndü.
” İtalya”