Bir gün Mina ve ailesi sahile piknik yapmaya indi. Hava güneşli ve biraz ılıktı. Mina, piknikten önce denizde yüzmek istemişti. Anne ve babasıyla birlikte suyun derinliklerine doğru yüzdü. Mina, “İyi ki yanımda şnorkellerim var!” diye düşündü. Balıkları seyrederken anne ve babasından farkında olmadan uzaklaşmaya ve derinlere dalmaya başladı. Birden, onu sırtından yukarı doğru iten bir kuvvet hissetti. Arkasını döndüğü an bir tek boynuzlu at gördü. Bu, su altında yaşayan bir tek boynuzlu bir at türüydü. Mina, “Bu hayatımda gördüğüm en güzel şey!” diye düşündü. Atın boynunda adının yazdığı bir kolye vardı. Kolyede isminin “Sparkle” olduğu yazıyordu. Sparkle’ın yelesi Mina’nın gördüğü en parlak yeleydi. Ayrıca Sparkle’ın tüylerinin o kadar yumuşak olduğunu hissetti ki az daha üzerinde uykuya dalacaktı. Sparkle, Mina’nın yüzeye çıkmasına yardım etti ve ondan uzaklaştı.
Mina, gördüklerine çok şaşırmıştı. Birden, uzaklardan anne ve babasının sesini duydu. “Mina! Kızım neredesin?” diyorlardı. Sesin geldiği tarafa doğru yüzmeye başladı. Babası Mina’nın yerini görünce ona doğru yüzdü. Kıyıya çıktıklarında Mina, ailesine bütün o yaşadığı macerayı anlattı. Ablası, küçük kardeşi, anne ve babası çok şaşırdılar. Küçük kardeşi, “Bu duyduğum en heyecanlı şey!” dedi ve Sparkle’ı görebilmek için bir daha dalmak istediğini söyledi. Fakat anne ve babası hava kararmaya başladığı için izin vermedi. Kumsala geri döndüklerinde hepsi çok acıkmıştı. Piknik için getirdikleri yiyecekleri gün batımı eşliğinde yiyip Sparkle hakkında konuşmaya devam ettiler.