Ben bir gezginim. Şimdiye kadar çok yer gezdim. Artık maceracı olmak ve yeni yerler keşfetmek istiyorum. Maceraya bir kaç arkadaşımla çıkacağım. Bir gemi buldum. Bu gemiyi satın aldım. Arkadaşlarımla yola çıktık. Hava sisli ve yağmurluydu. Zaten limandan çıkarken de hava yağmurluydu. Fırtına daha da kötüye gidiyordu. Gemimize bir yıldırım düştü. Gemi su almaya başladı. Bir kaç dakika sonra gemi tamamen batmıştı. Biz de büyük dalgaların arasında yüzmekten başka çaremiz yoktu. Sonra beni büyük bir dalga içine çekti. Dalga beni içine çektikten sonrasını hatırlamıyorum. Galiba o anda kendimden geçtim. Adaya çıktığımda sadece üç kişi kalmıştık. Oysa yolculuğa sekiz kişi çıkmıştık. Ada çok karanlıktı. Adanın dibinde parlak bir ışık gördüm. Arkadaşlarımla birlikte bu parlak ışığın yanına gittik. Işığın geldiği yerin yanında bir yaratık gördüm. Bu yaratık dinozor gibiydi. Çok korktum. Yaratığın yanında yumurtalar vardı. Işık yumurtalardan geliyordu. Arkadaşımdan bir cihaz istedim. Bu cihaz yumurtalardan gelen ışığın kaynağını bulacaktı. Cihaz ışığın kaynağının radyasyon olduğunu gösterdi. Bir arkadaşım yumurtalardan birine dokunmaya çalıştı. Tam dokunuyordu ki ben ona “Sakın ona dokunma!” dedim. Arkadaşım “Neden?” dedi. Ona yumurtaların radyasyon yaydığını söyledim. Biz araştırma yaparken yaratık uyandı. Ben ve iki arkadaşım kaçmaya başladık. Yaratık bir arkadaşımın elini kopardı. Arkadaşımın kolu iltihap kaptı ve maalesef hayatını kaybetti. Diğer arkadaşım da radyasyondan hayatını kaybetti. Ben adada tek kaldım. Kendime bir sal yapıp evime döndüm.
