Bugün başarı hakkında iki soru ile karşılaştım: Başarı Guinness Rekorlar Kitabı ‘na girmek midir, yoksa yaptığınız bir çalışmayla Nobel ödül almak mıdır? İşte bu soruların ikisine de katılmıyorum. Bence başarı göreceli ve kalıplaşmalara yakışmayan bir kalıp. Benim başarım başkasının düşmeye korktuğu seviyede bir ödüldür belki bana. Belki başkasının başarısı da benim yıllar önce geçirdiğim bir noktadadır.
Farz edelim ki ben Nobel ödülüne layık bir girişimde bulundum ve bu girişimin liyakatını yalnızca ben değil diğer insanlar da görüyordu lakin ben Nobel ödülünü almadım yahut alamadım . Bu bir başarısızlık mıdır? Asla. Başarısız olmak aşağılık bir davranış mıdır, utanç verici midir? İkisi içinde cevabımın olumsuz olduğu açık. Peki bizim başarı dediğimiz noktada cidden başarılı mıyız yoksa bugün bir konuda edindiğim başarı, yarın aynı konuda edineceğim bir üst seviyeden sonra bu sefer de ” başarısızlık ” mı olacak?
Demek istediğim şudur: Başarı diye bir kavrama inanmıyorum . Bugünlerime ve yarınlarıma ait olan amacına ulaştığım planlarımın ve ulaştığım yerden sürekli bir üst seviyeye çıkmamın sonuçlarını somut haliyle gösteren soyut bir kavramdır .
Üstelik verilen herhangi bir ödül (sözlü yahut somut bir madde), başarı kavramını hak etmez. Biraz önce dediğim gibi Nobel ödülünü alamadıysam başarısızım anlamına gelmez. Çünkü insanlar yeri gelir ödüllendirir; yeri gelir sinirlendim bahanesiyle kırmadığı kalp, demediği söz kalmaz. Bu tıpkı bir insanın özür dilemesine benzer. Herhangi biri özür diler ardından da bahaneleri sıralar sonrasında geçip gider tıpkı sinirleri, neşeleri ve verdiği saniyelik ödülleri gibi. Yani bir insandan özür beklemek ne kadar saçmaysa, ödül almak da öyledir.
Ben ve çevremdeki kişiler benim başarımı görüyor, içinde bulunduğum bu durumun başarı olduğunu biliyorsa verdiğim emeğe, zamana, efora, fedakarlıklarıma karşılık aşağılarcasına saniyelik bir gösterimden çok içten bir tebriği hak ederim.
Benim kanımca başarı, bir amaç uğruna gösterdiğim emek, efor, zaman ve fedakarlıklarımın sonucunda istediğim noktaya ulaşmaktır. İnsanların istediği veya gördüğü noktaya ulaşmak ya da onların bize vereceği ödüle layık görülme noktası değildir. Çünkü biliriz ki insanlar hep ister, hep görür zaten(!)