Eskişehir efsanesi “Piri köstebek olan meslek”
Ben Eskişehir’de doğdum. Memleketim Eskişehir’in lüle taşı ile ilgili bir efsanesi var. Sizlere bu efsaneyi anlatmak istiyorum.
Karatepe yöresinde yaşayan genç bir çoban varmış. Bir yaz günü sürüsünü otlatıp köyüne dönecekmiş ama çok susamış ve acıkmış. Bir ağacın altına oturmuş karnını doyurmuş ve biraz da dinlenmiş. Bir köstebeğin beyaz bir taşı topraktan yüzeye çıkarmaya çalıştığını fark etmiş. Daha önce hiç böyle parlak, beyaz, güzel bir taş görmemiş. Bir tanesini alıp çakısıyla yontmaya başlamış. İlk çakı darbesinde beyaz taş çok güzel bir kıza dönüşmüş. ” Ah insanoğlu keşke bana kıymasaydın, zarar vermeseydin!” demiş güzel kız. Genç çoban gözlerine inanamamış, bu güzellik karşısında dili tutulmuş. O anda vurulmuş kıza. Güzel kız köstebeğin oyduğu delikten tekrar içeri girip gözden kaybolmuş çoban da hemen arkasından köstebek yuvasını kazmaya başlamış. Saatlerce, günlerce aç susuz toprağı kazmış. Yerin yedi kat altına ulaşmış. Gücü tükenmiş, susuz kalmış o vurulduğu genç kızı hayal ederken ruhunu teslim etmiş. Çobanın annesi oğlunu çok merak etmiş. Günlerdir ondan haber alamıyormuş. Bütün köy halkı çobanı aramaya çıkmışlar. Köylüler çobanı yerin yedi kat dibinde ellerinde sımsıkı tuttuğu beyaz lüle taşı ile birlikte ölmüş olarak bulmuşlar. Gencin kazdığı kuyudan boy boy ak lüle taşları çıkarmışlar. Ve bu lüle taşları sanatçıların ellerinde çok güzel şekillenmişler.
Lüle taşı işleyenler için bu efsanenin anlamı büyüktür. Lüle taşı sanatçıları, her lüle taşı parçasında genç çobanın sevdasını hissetmişlerdir. Lüle taşını yerin yedi kat dibinden çıkaran köstebeği de sanatçıların öncüsü ve pirleri olarak kabul etmişlerdir. Köstebek yuvalarına zarar verilmez ve ellenmez. Zaten lüle taşı ocakları da köstebek yuvasına benzer.
Eğer yolunuz bir gün Eskişehir’e düşerse mutlaka lüle taşından yapılmış bir süs eşyası alın ve efsaneyi siz de hissedin…
Lüle Taşı Efsanesi
(Visited 64 times, 1 visits today)