Bora 14 yaşında koleksiyon yapmayı çok seven bir çocuktu. Özellikle ilgi alanı küçük arabalar ve motorlardı. Yine bir hafta sonu babası ile alışveriş merkezine gitmişlerdi. Bora babasına da koleksiyon yapmayı sevdirmişti. Bora babasına söylüyordu şu model güzel o model kötü diye. Bir anda sohbet lise masraflarına geldi. Babası Bora’ya sordu nasıl lise masraflarını karşılamayı düşünüyorsun? Bora bilmiyorum, dedi ama bunu düşünmesi lazımdı. Çünkü babası oğlunun kendi masraflarını karşılayabilmesini istiyordu. Bora önce yine koleksiyonu için birkaç araba alıp evine gidince düşünmeyi planlamıştı. Evine gittiğinde ise düşünmeye başladı nasıl para kazanabilirdi? Önce işte çırak olarak çalışmak geldi aklına. Babası için de makuldü. Küçük bir işletmede çırak olarak başladı. Güzel de para kazanıyordu ama hesaplayınca yetmeyeceğini anladı ve başka şeyler düşünmeye başladı. Babası koleksiyonunun bir kısmını satsan yeter ve artar dedi. Bora’nın morali bozuldu o kadar emek verdiği şey iki dakikada yok olacaktı. Bir yandan da mantıklı geliyordu çünkü artık büyüyordu ve koleksiyonu ile pek ilgilenemiyordu. Artık çok değerlenemeyecek olan parçalarını ayırdı sonra yetmeyince biraz daha araba eklemeye başladı. Yeterince araba ayırmıştı babasına verdi ve internette sattı bütün parçalar bir gün içinde satıldı. Aslında Bora için değersiz modeller insanlar için çok değerliydi. Modelleri sattıktan sonra paralarını birleştirip çekmecesine koydu ve çekmeceyi kapattı. Bir yandan Bora daha fazla parası olsun istiyordu tekrar çırak olarak küçük bir işletmede para kazanmaya başladı. Aradan yıllar geçti ve Bora LGS’den güzel bir puan alıp liseye geçmişti. Bir öğlen teneffüsü arkadaşları ile konuşurken sohbet koleksiyona geldi ve Bora verdiğim en iyi karardı diyerek arkadaşlarına bu anısını anlattı ve fazladan para ile geleceğine yatırım yapmış oldu. (Ama koleksiyon yapmaktan vazgeçememişti.)
SON