Yaz tatili bitmişti, yarın okul başlayacaktı ama ne yazık ki benim sabah antrenmanım vardı, sabah beşte kalkacaktım. Hiç heyecanlı değildim ama kafamda lisenin nasıl bir yer olduğu hakkında çok soru vardı.
Sabah kalktım, antrenman gittim sonra okula. Açılış gibi bir şey vardı, bütün öğrencileri bahçeye toplamışlardı. Müdür, kurucu falan konuşma yaptı, geçen sene sınava giren öğrencilere sertifika verdiler, öğretmenleri sahneye toplayıp alkışlattılar sonra İstiklal Marşı okutup sınıflara gönderdiler. Bu okul Mehmet Tunç Kolejine hiç benzemiyordu, çünkü çok kalabalıktı.Derse bir adam girdi ve İngilizce bir şeyler söyledi, sınıftan çıktı. Sanırım fizik hocasıydı. En arkaya oturmuştum her zamanki gibi ve yanıma Kaya´nın eski okul arkadaşı Simay oturdu. İkinci derste bizi yukarıya amfiye çıkartmışlardı, çok kalabalıktı, yetmiş iki kişi, alışık değildim. İçeriye dört tane hoca girdi ve İngilizce konuşmaya başladılar. Sorular sorup parmak kaldıran kişileri dışarı çıkartıyorlardı, dediklerini çok fazla anlamıyordum. Aşağı yukarı iki buçuk saat kalmıştık amfide ve bize bütün bir yıl neler yapacağımızı anlatmışlardı. Çok korkmuştum, niye bu okula geldiğimi düşünmeye başlamıştım. Bora ve Aslıyı, birazcık da Simay´ı tanıyordum. Sonra yemeğe çıkarttılar bizi. Hep Aslı´nın yanındaydım hiç ayrılmıyordum. Aslında böyle çekingen birisi değildim ama lise olduğu için mi bilmiyorum çok sessizdim.
Bütün gün okulda zil çalınca herkes yerine oturuyor ve tek kelime etmiyordu. Sınıfta ne bir tanışma ne de bir kaynaşma çabası vardı. Düşündüm ki ´Mehmet Tunç da şimdi sınıf kaynaşmıştı.´diye.
Öğleden sonra bizi Rusça seviye belirleme sınavına soktular hem de konuşma dersinde, sınavda yapabileceğim bir şey yoktu bilmiyordum hiçbir şey. Kafamı masaya koydum, yorgundum çünkü, hoca başıma gelip ´İyi misin¿´diye sordu.İyiyim, dedim. Sınav boyunca Simayla ”SOS” oynadık. sınav bitti, teneffüs geçti bu sefer doksan dakikalık İngilizce seviye belirleme sınavına girdik. Hoca Simay´ın yerini değiştirmişti. Yanmda Duru diye birisi oturuyordu. Sınav başladı, ben hala metni okurken kız yanımda yazmaya başlamıştı. Hayatımda ilk defa böyle bir sınava girdim. Çünkü özet yazma ve metin yazma vardı sadece. Mehmet Tunç da olduğumuz seviye belirleme sınavına hiç benzemiyordu. Baktım yanımdaki kız sayfa dolusu özet ve metin yazmıştı. Bende ne biliyorsam yazmaya başladım. Doğru yanlış yazıyordum sadece. Sınav bitmişti normalde okuldan 16.15´de çıkacaktık ama sanırım sınav yüzünden 15.20´de çıkmıştık. Okul çıkışı yine antrenmana gitmiştim.
Yorucu bir gündü. Okul bana çok garip gelmişti. Uyumadan önce okul hep böyle sessiz bir yer olursa ben kafayı yerim, diye düşündüm