Merhaba Ben Lili. 12 yaşındayım. İyi haber, doğum günüm yarın! Heyecanla uyumak için yatağıma koştum ve annemle babamın bana ne alacağını düşünmeye başladım. Belki yeni bir not defteri, belki de bir kalem. Belki bir sürü çikolata almışlardır bana! Sonra gözlerim kapandı ve uyudum. Sabah olmuştu kalktım yüzümü yıkadım ve o gün doğum günüm yok gibi davrandım çünkü ailemin doğum günümü hatırlayıp hatırlamadığını öğrenmek istiyordum. Cumartesi günüydü. Buzdolabına baktım, pasta bile almamışlardı. Annem uyandı ve babamı da kaldırdı. Ondan sonra da bana bir şey demeden dışarı çıktılar. Acaba bana pasta mı alacaklardı? Geldiklerinde babamın ellerinde 2 poşet vardı. Birinde marul, havuç, un, kurabi- dur bir dakika kurabiye mi?!?! “Kurabiyeleri neden aldınız?” diye sordum. Onlar da “Bugün dizimiz var unuttun mu?” dedi. Ben de “Bugün sanki özel bir gün gibi hissediyorum.” dedim. O da “Evet bugün özel bir gün. TEMİZLİK GÜNÜ!” dedi. Doğum günümde temizlik mi yapacaktım? Annemlerden komşumuz olan kuzenime gitmek istedim. Hemen yan villadalardı zaten. Oraya gittim. Kuzenim beni karşıladı. Bugünün tarihini sordu, 19 Şubat dedim. Ama doğum günümü kutlamadı. Birlikte yemek yedik, film izledik, çay içtik, bir dizi hakkında konuştuk ve böyle böyle 4 saat geçti. Akşam 18.00 olmuştu. Eve geldiğimde ışıklar kapalıydı salona doğru ilerledim ve ışık yandığı anda “DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN!” diye bağırdılar. Doğum günüm kutlanıyordu! Doğum günüme; annem, babam, kuzenim ve iki arkadaşım gelmişti. Doğum günümü kutladık. Hediyeleri açmaya başladım. İlk kuzenimin bana aldığı hediyeyi açtım çok renkli bir polar almıştı. Teşekkür ettim. Birinci arkadaşımın yani Naz’ın hediyesini açtım. İçinden çok tatlı bir unicorn peluş oyuncak çıkmıştı. Defne de bana dudak koruyucu almıştı. Annem ve babamın hediyesi ortaktı. Hediye paketini açtım ve bir telefon kutusu çıktı. İçini açtım ve içinde gerçekten telefon vardı! Çok mutluydum. Doğum günü pastasını hep birlikte yedik ve misafirlerimiz gitti. Ben de uyumaya gittim. Sabah olunca kahvaltımı yaptım ve bana bir telefon numarası aldım. Whatsapp kurdum. Telefonu kurdum, arkadaşlarımı telefona ekledim, aile üyelerimi ekledim. Oyunlarımı kurdum. Sonra da okula tam gidecekken telefonum çaldı. Bilinmeyen numara arıyordu. Açmadım. Zaten annemler de bilinmeyen numaraları açmamam konusunda uyarmıştım.
Ertesi gün yine aynı saatlerde telefonum çaldı, bu süreç bir hafta boyunca devam etti. En sonunda bir sabah dayanamadım ve açtım. Karşıda dijital sesli bir kişi konuşuyordu. Çok sevdiğim bir oyunla ilgili dilersem sınırsız can alabileceğimi söyledi. Bunun için yapmam gereken çok basitti. Onun söylediği rakamları tuşlayıp aramaya basacaktım. Okula gideceğimi beni akşam aramasını söyleyip kapattım.
Akşam nasıl olacak bilemiyordum. İçim içime sığmadı, akşamı iple çekiyordum. Çünkü o oyunda ilerlemeyi çok istiyordum. Sonunda akşam oldu eve gittim yemek yiyip odama çekildim telefonun gelmesini heyecanla bekliyordum. Tam onun söylediği rakamlara basacakken annem odaya girdi ben de her şeyi anlattım. O da “Kızım saçmalama onlar dolandırıcı!” dedi ve odadan çıktı. Ben annemi umursamadım ve numaralara bastım. Sonra annemin kartından 27 dolar çekildi. Ben de bunu anneme söyledim. O da “Beni neden dinlemedin? O para kadar harçlığını kesiyorum.” dedi. Ben de iç çekerek anneme telefonumu hafta içi almasını, hafta sonu vermesini söyledim. O da kabul etti. İyi ki bu kararı vermişim çünkü hafta içleri daha çok çalışabiliyorum ve derslere daha çok katılım sağlıyorum.