Las Vegas

Uzun bir süredir bekar hayatı yaşıyorduk ve artık buna birinin son vermesi lazımdı. Can dostum Tommy’nin 3 gün sonraki düğününden önce küçük bir kaçamak yapmak üzere Las Vegas’a gitmeyi planladık. Son hazırlıkları yaptıktan sonra yola koyulma vakti geldi. Yolumuz çok uzun değildi ve yolculuk beklediğimizden daha kısa sürdü. Otelin yerini bulamayınca küçük ama bir o kadar da şirin bir esnaf dükkanından bize yol göstermesi için yardım aldık. Kısa ama yorucu bir yolculuk olduğu kesindi. Şu an hepimizin tek istediği şeyin küçük bir şekerleme olduğunu tahmin edebiliyordum.

   Birkaç saat şekerleme yaptıktan sonra otelden dışarı çıkma kararı alıp biraz kafa dağıtmak için kumarhanenin yolunu tuttuk.Bu güzel tatilin hakkını en iyi nasıl verilebileceğini çok iyi biliyorduk. Las Vegas’ın en ünlü kumarhanesine gitmek için sabırsızlanıyordum. Devasa bir yere gelmiştik ve heyecandan boğazım düğümlenmişti. Etraf cıvıl cıvıldı,sanki biri beni cennete itmişti.Kapıdan girince dikkatimi ilk çeken şeyler kırmızı poker masaları ve cazibesiyle yanıp tutuşan garson kızlardı. Kumarhanelerin sevdiğim yanı ya kazanırsın ya da kaybedersin ve eğer riskten korkmazsan işte o zaman kazanmış olursun.

   Herkes farklı masaya oturdu ve eğlence başladı. Burada zamanın ne kadar hızlı geçtiğini anlayamadım. Para kaybetsem de masadan kalktığımda mutlu ayrıldıysam gerçekten ben kazanmışım demektir. Masadan yavaşça kalkıp bizimkilerin yanına doğru yürümeye başladım. Karşıdan biri bağırarak bana doğru koşuyordu. Ne olduğunu anlamadan Tommy üstüme zıpladı “Zengin oldum, zengin oldum.” diye bağırdı. Şaşkınlıktan sevinmeye fırsatım olmadı sadece donuk gözlerle elindeki paralara bakıyordum. Halbuki Tommy’de kumar şansı da kumar bilgisi de yoktur nasıl oldu da bunu becerdi diye düşünmedim değil ve tam tamına 10 milyon dolar kazanmıştı. Onu tanımasaydım herhalde banka soyduğunu düşünürdüm ve bu kadar fazla parayı harcayabileceğimiz en güzel yerin bir gece kulübünün olduğunu düşündük. Gidebileceğimiz en lüks gece kulübünün yolunu tuttuk. Gece kulübüne girdiğimiz dakikadan itibaren bizi bekleyen uzun bir gece başlamış oldu.

Gözlerimi açtığımda kendimi otel odasında buldum. Fakat dün geceden hiçbir dakikayı hatırlamıyordum. En son hatırladığım kulüpte kalabalığın arasında eğlenirken alkolü çok kaçırdığımdı. Bir şeyler hatırlamaya çalışıyordum  fakat yarım yamalak da olsa hatırlayamıyordum. Elimi, yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Yıkarken parmağımdaki altın rengindeki yüzüğü fark ettim. Ne olduğunu anlayamadım. Nasıl olabilirdi aklım ermiyordu. Hem evli değildim hem de öyle bir yüzüğüm yoktu benim. Neler olduğunu öğrenmek için dün geceki kulübe gitmek için yola koyuldum.

Kulübün kapısından içeri girdim ve aniden bir bayan omuzlarıma atladı ve ” Hoş geldin hayatım” dedi. “Hayatım mı ?” dedim. Bayan bana şaşkınlıkla bakıyordu. “Bebeğim biz evliyiz ya” dedi. Bende dün gece hakkında hiçbir şey hatırlamadığımı ve bana dün olanları anlatmasını istedim. Gece kulüpte Jessie’ye “Seni seviyorum, benimle evlenir misin ?” demişim. Yani haberim olmadan biriyle evlenmişim ve kendi isteğimle olmuş bu. Hemen otele geçtim ve olanları bizimkilere anlattım. Zaman gittikçe azalıyordu hiç vakit kaybetmeden yola çıkmamız gerekiyordu. Jesse’ye de düğünden bahsettik ve hep beraber düğün için yola çıktık. Hala evli olmanın şoku içerisindeydim. Beni motive eden tek şey güzel kadınla evlenmiş olmamdı. Hazırlıklar tamamlandı ve gelinle damat dans edecekken ayağa kalktım ve “Güzel bayan benimle bilinçli bir şekilde tekrardan evlenir misiniz ?” dedim. İşte o an bütün salon sessizliğe büründü, bütün bakışlar üzerimdeydi. O geceyi hatırlamasam da beni hayatımın en özel kadınıyla tanıştırdı.

(Visited 40 times, 1 visits today)