Öğrencilerin ilk eğitim dönemlerinden sonra 2 haftalık ara tatilleri vardır. Bazı öğrenciler bu tatili evde bazı öğrenciler de seyahat ettikleri yerde geçirir. Ben genellikle tatili bir yeri gezerek geçiririm.
Bu ara tatili de Hollanda’nın başkenti olan Amsterdam şehrini ailemle gezerek geçirdim. Bu yolculukta Amsterdam’ a uçakla gittik. Uçakla gelirken Amsterdam’ın büyük bir kısmını gördüm ve Amsterdam’ın her yerinde birçok kanal vardı. Bu kocaman kanallar şehri bölgelere ayırıyordu ve yukardan şehri çok güzel gösteriyordu. Amsterdam’ a vardıktan sonra da otelimize yürüyerek gittik. Otelimiz uzun yük gemilerinin, bölgeler arası ulaşımı sağlayan feribotların ve şehri gezmek için kullanılan teknelerin geçtiği masmavi ve pırıl pırıl bir kanalın yanında bulunuyordu. Odamız 15. katlı olan bu binanın 12. katında bulunuyordu. Otelimize geldikten sonra biraz dinlendik ve şehri gezmeye başladık.
Amsterdam’ın Dam Meydan’ından gezimize başladık. Dam Meydan’ına giderken fark ettim ki şehirde en çok kullanılan ulaşım aracı ise bisiklet, insanlar her yere ince tekerlekli ve hızlı bisikletleriyle gidiyorlar. Dam Meydan’ında Amsterdam Kraliyet Sarayı, kilise ve birçok müze bulunuyor. Bu müzelerin hepsi paralı olduğu için biz girmeyi tercih etmedik. Dam Meydan’ının yakınında popüler bir lale soğanı satan dükkânların olduğu bir sokak bulunuyor. Bu sokaktaki lale kokusu 2 sokak uzaktan bile hissedilebiliyor. Bu dükkânlarda renk renk, büyük küçük birçok lale soğanı satılıyor ve dünyada çok az bulunan siyah lale soğanı da satan bu dükkânlardan biz de lale soğanı almayı unutmadık. Hollanda’nın ünlü yiyeceklerinden birisi de peynirdir. Amsterdam’ da çok fazla peynirci bulunuyor ve bu peynirciler size tatmanız için her çeşit peynirden bir kâse dolusu peynir sunuyor. Kırmızı, yeşil, turuncu ve daha birçok renkte peynirin bulunduğu bu peynircilere bu renkleri yapıldıkları malzemeler veriyor. Ayrıca peynircilerde peynirle birlikte tatmanız için peynir kâselerinin yanında sos kâseleri de bulunuyor. Bu dükkânların etrafı hep insanın canını isteten peynirin o nefis kokusuyla dolu ve bu da müşterileri dükkâna çekiyor. Dükkâna gelen müşteriler o lezzetli peynirleri tattıktan sonra acıkıyorlar ve peynir yemek istiyorlar, bu da müşterilerin peynir satın almasını sağlıyor. Amsterdam’ın popüler bir diğer yiyeceği ise karton külahlarda satılan patatesler. İstediğiniz sos ve baharatı ekletebildiğiniz ve istediğiniz miktarda patates alabildiğiniz bu restoranlarda oturma yeri yok bu yüzden ayakta yemek zorundasınız ama zaten bu külahlar ayakta yemeğe göre tasarlandığı için sorun olmayacaktır.
Kısacası ben Amsterdam’ı, peynirleri, laleleri ve özellikle de patatesi çok beğendim. Sizin de gitmenizi tavsiye ederim ancak bu lezzetleri tatmayı sakın unutmayın.