Etraf toz duman içinde göz gözü görmüyordu. Halk oradan oraya koşturuyor, yardım çığlıkları atıyordu. Yorgun düşmüş ve çocuklarını askere göndermiş anneler ve çığlık çığlığa ağlayan çocuklar perişan haldeydi. Bense yerde yatıyor, bir elimle karnımdaki yaraya daha fazla kan kaybetmemek için bastırıyor, diğer elimle ise yerden destek alıyordum. Düşman devletler bizi ne kadar zorlarsa zorlasın biz onlara karşı direniyor ve vatanımızı savunmak için ölümüne mücadele veriyorduk. Ama biliyorduk ki biz Mustafa Kemal (Atatürk) önderliğinde bu savaşı kazanmadan bu vatanda yaşayamayacaktık.
Tüm dünya milletleri tarafınca hayranlıkla takip edilen bu kutsal Kurtuluş Savaşı’mızı kazandıktan sonra sıra cumhuriyetin ilan edilmesine gelmişti. Cumhuriyetin kuruluşundan önce Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları hazırlıklarını sürdürüyordu, Ankara ve tüm Anadolu halkı büyük bir heyecan ve coşku ile cumhuriyetin ilanını bekleyerek hazırlıklarına devam ediyordu.
Bu tarihi günden bir gece önce Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları toplandılar. Mustafa Kemal Atatürk, arkadaşlarına yarın cumhuriyeti ilan edeceklerini söylediğinde derin bir sessizlikle beraber inanılmaz bir gurur kaplamıştı kalpleri. Beklenen gün geldiğinde herkes sessiz ve heyecanla Mustafa Kemal Atatürk’ün kürsüye çıkmasını bekliyordu. O gün meclisin çevresinde her kesimden insan vardı. Bu insanlar, yakın akrabalarını, mal varlıklarını hatta çocuklarını kaybetmişlerdi. Sağ çaprazımda bulunan Fatma Hanım savaşta iki oğlunu, bir yeğenini ve kocasını kaybetmişti. Hemen onun önündeki Ziya Bey ve eşi Hilmiye Hanım neredeyse bütün mal varlığını, ineklerini, öküzlerini orduya yardım edebilmek için cepheye göndermişti. Bizler de Kutluca köyü yaşayanları olarak her şeyimizle Kurtuluş Savaşı’mıza katkıda bulunmuştuk köyümüzdeki bütün gençler askere gitmiş ve sadece dedeler ve nineler kalmıştı. Bizlerde bu kutlu günde Kutluca köyü halkı olarak bizzat bulunmak istemiştik.
Ve beklenen an gelmiş, alkış ve çığlık sesleri içerisinde Ulu Önder Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsüne çıkmıştı. Kendinden emin ve dik duruşuyla duygusal ve bir o kadar cesaretli konuşma yaparak cumhuriyetin ilan edilmesini haykırarak ifade etmişti.
Artık, tüm dünya uluslarına örnek teşkil eden Kurtuluş Savaşımızdan sonra yine bütün dünyaya örnek olacak yönetim şeklini kabul eden bir millet meclisimiz vardı. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında kurucu liderimiz ve yüce milletimizle ne kadar gurur duysak azdır. Kurtuluş savaşımıza katılan, şehit ve gazi olan büyüklerimizin ve akrabalarının önünde saygı ile eğilmeyi kendime bir borç biliyorum.