Dünya üzerinde kusursuz bir varlık var mıdır? Sanmam. İnsanlar birbirleriyle tartışır ve iki taraf da kendisini haklı görür. Madem hepimiz bu kadar doğruyuz ve kusursuzuz, o zaman neden anlaşamıyoruz? Alıp veremediğimiz ne var? Bunları düşünürken, asıl bir yandan sormamız gereken soru, kusur dediğimiz nedir? Bu terimin sözlük anlamına baksak muhtemelen önümüze çıkacak anlamlar; eksiklik, özür, olacaktır. Ama benim bu yazıda ele alacağım “kusur” kelimesi bundan çok farklı. Bana göre kusur dediğimiz şey, birinde fark ettiğimiz eksiklik değil, karşı tarafta gördüğümüz ve bizde farklı olan şeydir.
Karşınızda duran insan konuşmaya başladığı anda ve onu dinlediğinizde fark edeceksiniz. Düşünceleriniz uyuşmadığı anda kendinizi bir tartışma içinde bulursunuz. Bu tartışma sonrasında bir taraf durup düşündüğünde karşı tarafın fikirlerinin kusurlu olduğunu düşünür. Bu düşüncenin sebebi her seferinde karşı tarafın haksız olmasından değil, düşüncelerin farklılığından ortaya çıkar. Bazen iki farklı düşünce ortaya atıldığı zaman insanların uzlaştığını görürüz. Farklı fikirler, kusur anlamına gelmediği gibi farklı fikirlere rağmen uzlaşmak da fikirlerin kusursuz olduğu anlamına gelmez.
Karşıdaki insanı hatalı görüp kendini hep haklı görmek kolaydır. Kendimizin hep doğru olduğunu düşünüp işin içinden sıyrılıp çıkmak bizim için bir kaçış yoludur. Karşımızdakine bakıp onun hatalarına öyle bir odaklanırız ki, kendi dediklerimizi hatırlamayız bile. Sonra karşı tarafı eleştirmeye başlarız. İnsan kendi içini ferah tutmak, kendisini haklı çıkarmak isterse birçok yol bulabilir. Karşı tarafın kusurlarını kendi kusurlarını saklamak için bir duvar olarak kullanır.
Bir yere kadar kusurları görmeyi marifet sayıyor insan evet ama bundan daha üstün bir meziyet vardır ki o da kusurun ne demek olduğunu anlayıp kendi kusurlarını da görebilmek. İnsan kendini de eleştirmeye başladığında anlıyor haklı olduğunu. Eğer bir tartışmada karşı tarafa odaklanıp kendi düşüncelerinizi tekrar gözden geçirmiyorsanız hiçbir zaman kazanamazsınız. Kendi kusurlarını örtbas etmeye çalışmadığınızda kazanıyorsunuz. Asıl büyük galibiyet ise, kusurlarınızı asla eksiklik olarak görmeyip farklılıklarınızla siz olduğunuza inandığınızda ve kişiliğinizi oturtabildiğinizde başlıyor.