Küsmek Yalansızdır

“Küsmek nedir bilir misin?

Küsmek dürüstlüktür.

Çocukçadır ve ondan dolayı saftır,

Yalansızdır.

Küsmek “seni seviyorum”dur,

Vazgeçememektir.

Beni anlatır küsmek.

“Kızdım ama hala buradayım”dır, “gitmiyordum”dur, “gidemiyorum”dur.

Küsmek nazlanmaktır, yakın bulmaktır, “benim için değerlisin”dir.

Küsmek, “Sevdiğini söyle!”demektir, “Hadi anla!”demektir.

Küsmek umuttur, acabaları bitirmektir, emin olmaktır.

Yani, diyeceğim o ki:

Ben sana küstüm!”

 

Çoğu zaman sevdiğimizi sevdiğimiz insanlara söyleyemiyoruz. Kimine göre zor geliyor kimine göre anlamsız. Bazen söyleyemiyoruz diye o kadar umutsuz oluyoruz ki keşke diyoruz kendi kendimize, anlatmanın başka bir yolu olsaydı. Daha karşı taraf sevdiğimizi bilemezken bilinmeden yapılan davranışlara kırılıyoruz. Kendimizce buna içten küsmek diyoruz fakat aslında o kadar anlam taşıyor ki. Kendi küçük dünyamızda yarattığımız onca umut varken biz bunları koca bir küslüğe yar ediyoruz. O kadar çok dili varken bu küsmenin biz sadece sözle yetiniyoruz.

Bu konuyu en iyi Nazım Hikmet,” Küsmek Nedir Bilir Misin?” şiiriyle  anlatmış. Öyle ki ben bu şiirin “”Kızdım ama hala buradayım”dır, “gitmiyordum”dur, “gidemiyorum”dur.” dediği yerdeyim. Evet kırıldım evet üzüldüm ama ben hep burdayım,sen gitsen de gitmesen de,demektir bu söz bir nevi.

Ben de öyleyim bazen. Bazen  kayboluyorum. O  kadar yoruluyorum ki o kadar koşup hiç anlaşılmamak, şer şeyini anlatmak ve anlaşılmak için harcadığın çabaya versen de karşılık alamamak yoruyor insanı. Bir adım dahi atasınız gelmiyor hem de kimse için. Susuyorsunuz çünkü artık sizi anlayacak insanlar çoktan gitmiş. Sonra diyorsunuz kendi kendinize, nerede hata yaptım?

Ama aslında hatalı olan siz değilsiniz. İnsanlar sadece sizin düşündüğünüz gibi değil. Onlar küsmenin sevgimi içimde tutmaya ihtiyacım var deyişiniz  yerine vazgeçiyorum demişsiniz sanıyor. Her şey bir yana her ne kadar bizi bu büyütse de birine sevdiğmizi söylemeye, sevilmeye, vazgeçilmemeye ihtiyaç duyuyoruz. Belki de bu yüzden bu kadar yıpranıyoruz. Öyle ki sırf birine sevdiğimizi söyleyemedik diye küsüyoruz. Bunlar öyle çocukça şeyler ki dedikleri gibi her bir birey ruhunda küçük bir çocuk besliyor. Bilmiyoruz ki bizi çocuk yapan şeyler bizi büyütüyor. Bunun açıklaması öyle zor ki Nazım Hikmet bile aşkını çocukla kılarak anlatıyor. Aynı zamanda geçirdiği bunca zamanın aslında onu ne kadar  değiştirdiğini de dile getiriyor.Bu şiirde bulduğum duygu kaybolmuşluk. İnsan kendi içinde kendini aramaya hala devam ediyor tıpkı küslüğün anlanını bulduğu gibi. Bir o kadar gerçekçi ve o kadar olağandışı.

 

 

(Visited 79 times, 1 visits today)