Ben okulun kurucusu olsaydım, ana okulu, ondan önce kreş, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite eklemek isterdim. Ayrıca çocukların rahat oynamaları için de kocaman ve geniş bir bahçe yaptırırdım. Parkta olmasını istediğim şeyler de kocaman bir tırmanma duvarı, kaydırak, salıncak, tahterevalli, kocaman çimlik yani yeşillik bir alan ve en güzeli hayvanat bahçesi yaptırırdım.
Derslerde şunlar olurdu: Türkçe, hayat bilgisi, yaşam becerileri, matematik, İngilizce, Rusça, Arapça, drama, Almanca, İspanyolca, fizik, akıl oyunları, felsefe, beden eğitimi, resim ve kulüp öğretmeleri isterdim.
Sınıfların şubeleri A ve B olurdu. Sınıflar, 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12’ nci sınıfa kadar kalma hakları vardır. Şubesiz ve sınıfsızlar da kreş, anaokulu ve üniversite olurdu.
Hayvanat bahçesine eklemek istediğim şeyler şunlardır: Arslan, kaplan, at, yılan, kertenkele, iguana, fil, yarasa, kirpi, kedi, timsah, balıklar, kurbağa, köpek ve panter olurdu. Aileler bizi mahcup etmezlerdi. Belki de dünya birincisi de olabilirdik.
Ben kurucu olsaydım, elimden geleni yapmaya çalışırdım. Çocuklar bir yaramazlık yaparsa da şöyle derdim: Senin burada disiplini bozma hakkın yoktur. Öğretmenlerini üzmemelisin, bir daha öğretmelerini üzersen ciddi şeyler olabilir. O yüzden öğretmenlerini dinlemek zorundasın derdim. Çocuğa detaylıca anlatabilirdim. Çocuk da belki anlayabilirdi. Çünkü çocuklar bunu anlayabilir. Anlarsa ve veliden şikayet gelmezse çok fazla sevinip, bir parti düzenlerdim. Bütün öğretmeler ve öğrenciler davetlidir, derdim.