Bilim dünyasında gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Öyle ki insanlar arık diğer gezegenlerde yaşamak gibi şeylerden bahsediyorlar. Bu konuda araştırmalar da git gide artıyor. İnsanlık olarak zamanında dünyamızdan ayrılıp, bize en yakın gök cismi olan biricik uydumuz Ay’a da ayak basmıştık. İnsanlık olarak sıradaki hedefimiz ise komşumuz olan kızıl gezegen Mars’a ayak basmak var. Bu konuda çalışmaya başladık bile. Kızıl Gezegen’e bir sürü insansız hava aracı gönderdik. Yakında kendimiz de oraya ayak basacağız. Asıl soruya gelelim: Başka bir gezegende yaşamaya başlamak dünyadaki bu küresel iklim sorununa çare olabilir mi?
Bu soruya iki şekilde cevap üretilebilir: Evet ve hayır. Cevap olarak evet dersek bu, o gezegene yerleşmemizin bu durumu çözmesi anlamına gelir. Bu durumda insanlık olarak o gezegene yerleşirdik. O gezegene yerleşmek yerine insanlık olarak dünyamızı temiz tutamaz mıyız diye fikir önerebilirsiniz ama bu pek bir işe yaramaz. Ne de olsa dünyamızın arık geri dönülemez bir noktada olması inkar edilemez bir gerçek. Dünyamızdaki nehirlerin,göllerin, göletlerin, denizlerin ve okyanusların birçoğu şu an canlıların yaşayamayacağı bir düzeyde kirli. Bu su birikintilerinin içi sayılamayacak kadar fazla çeşitli toksik maddelerle dolu. Sadece sularımız da değil atmosferimizdeki hava da bir o kadar kirli. Atmosferimizde normalde olması gereken miktardan katlarca daha fazla karbondioksit (CO2) gazı var. Bu kadar karbondioksit (CO2) gazı salmamıza rağmen havadaki karbondioksit gazını emen ağaçları da topluca katletmeyi ihmal etmedik. Bir de üstüne insanlık olarak havaya o kadar çok zehirli gaz saldık ki dünyamızın ozon tabakasını da delmeyi ihmal etmedik. Kısaca bu dünyayı terk etmeliyiz.
Cevaba hayır dersek bu, dünyamızı terk etmeyeceğimiz anlamına gelir. Bu durumda olaya bir tık daha mantıklı yaklaşırız. Dünyamızı terk etmek anlatınca kulağa çok daha mantılı gelse de dünyamızı terk edemeyiz. Bunu şu zamanın teknolojisiyle yapmamız imkansızdır. Dünyada yaklaşık sekiz milyar insan yaşıyor ve bu insanlardan bin tanesinin birini bile öyle bir gezegene götürmeye kalkışırsak, bu bir gezegene yani milyarlarca belki trilyonlarca kilometre uzaklığa sekiz milyon insanı ötürmemiz anlamına gelir. Bu da bu zamanın teknolojisiyle imkansızdır. Yeterli paramız, kaynağımız ve teknolojimiz olsa bile bunu yapamayız. Bunun sebebi ise dünyamızın uzay çöpleriyle çevrili olması ve adeta çıkışı olmayan bir kafese benzemeye başlamasıdır.
Bana soracak olursanız, dünyadan ayrılmak mantıklı gelse bile dünyayı terk etmemiz çok ama çok zor. Bu yüzden ben, kendimce yeterli teknolojiye ve uygarlık düzeyine ulaşıncaya kadar (1. tip uygarlık) dünyadan ayrılmanın zor ve vakit kaybı olduğunu düşünüyorum. Bana çok mantıksız geliyor.