Arkadaşlarımla önceden planladığımız gibi, bugün kampa gitmek üzere sabah erkenden yola çıktım ve ormanda onlarla buluştum. Güzel bir kamp yeri bulabilmek için bir süre yürüdük ve nihayet uygun bir yer keşfettik. Hepimiz farklı görevler alacaktık fakat kimse odun toplamak istemiyordu. Bu görevi üstlenirsem arkadaşlarımın gözünde daha becerikli ve üstün görünebileceğimi düşünerek gönüllü oldum. Herkes kabul etti ancak beklediğim takdiri ya da övgüyü alamadım, bu durum beni üzdü.
Ormanın derinliklerine doğru ilerlerken karşıma tatlı görünen küçük bir kurt çıktı. Ona yaklaştığımda aniden hırlamaya başladı ve ben de korkup yavaşça uzaklaşmaya başladım. Uzaklaşırken kurt ayağa kalktı ve ben de korkumdan koşmaya başladım. Hayatımda hiç bu kadar hızlı koşmamıştım. Arkama baktığımda kurt yoktu ve bir nebze rahatladım. Fakat etrafıma bakınca sadece ağaçları görebiliyordum; kaybolmuştum! Arkadaşlarıma seslenmek için bağırdım ama kimse duymuyordu. Bağırmanın faydasız olduğunu anlayınca kendime bir sığınak yapmaya başladım.
Barınağımı tamamladığımda hâlâ çok korkuyordum ve ne yapacağımı bilmiyordum. Ertesi gün enerjik olabilmek için uyumaya çalıştım. Tam uyuyacakken uzaklardan bir kurdun uluma sesi duydum ve tüylerim diken diken oldu. Geceyi bir şekilde geçirdim ve ertesi sabah her şeyimi toplayıp yürümeye başladım. Yürürken karşıma bu kez daha büyük ve vahşi görünen bir kurt çıktı. Bu kurt, kaçmam için gereken tüm nedenleri sağlamıştı. Öncekinden daha hızlı koştum. Arkama baktığımda kurt yoktu ve etrafıma baktığımda arkadaşlarımı gördüm. Onların yanına gidip başımdan geçenleri anlattım ama kimse inanmadı.
Bu olaylardan sonra bir daha kampa gitmeyi hiç düşünmüyorum.