KÜLTÜREL MİRASLARIMIZI KORUMAYI ÖĞRENEBİLİRİZ

“Evlatlarım, bugün bu açık hava müzesinde kültürel mirasımızın en değerli örneklerinin sergilendiği bölgeyi gezmeyi planlıyorduk. Ancak tabelada yazan açıklamaya göre, burası artık halka kapatılmış. Ne yazık ki, içeri girmemize izin verilmiyor,” der baba çocuklarına. Ne üzücü bir durum…

Kültürel mirasımızın tanınması, bilinmesi ve korunması, bir toplumun geçmişini anlaması açısından büyük önem taşır. Geçmişte yaşanan tecrübelerden ders alarak geleceğimizi şekillendirmek için bu değerlere sahip çıkmalıyız. Ancak bu mirasları korumanın yolu onları gizlemek ya da halktan uzak tutmak değildir.

Örneğin, ebeveynler evdeki kırılabilir eşyaları küçük çocuklardan saklayarak korumaya çalışırlar. Ancak bu, çocuklara eşyaları korumayı öğretmez. Asıl doğru olan, eşyaları yerlerinde bırakıp çocuklara onları nasıl dikkatli kullanmaları gerektiğini öğretmektir. Aynı şekilde, kültürel miraslarımızı da insanlardan saklamak yerine, onları doğru şekilde koruyarak ve bilinçli bir şekilde tanıtarak geleceğe aktarmalıyız.

Ülke yönetimi, kültürel miraslarımızı korurken turizmi teşvik etmeli, hem yurt içinde hem de yurt dışında tanıtım yaparak bu değerlerin bilinirliğini artırmalıdır. Toplumlar, sahip oldukları tarihi ve kültürel değerlerden mahrum bırakılmamalı; aksine, bu miraslardan edinecekleri bilgi ve tecrübelerle bilinçlendirilmelidir.

Çocuklar ve gençler, kültürel miraslarını korumayı öğrenmeli ve onlardan uzaklaştırılmadan bu değerlere sahip çıkmaları sağlanmalıdır. Çünkü geçmişimizi bilmek, geleceğimizi inşa etmek için en güçlü dayanaklarımızdan biridir.

Ve baba, çocuklarına gülümseyerek seslenir:
“Çocuklar, hazırlanıyoruz! Bugün, yeniden ziyarete açılan Antik Şehir’i görmeye gidiyoruz!

(Visited 5 times, 1 visits today)