Kültür dediğimiz şey kuşaktan kuşağa aktarılır ve nesiller boyu devam ederek sürdürülür. Bu açıdan bakıldığında ikisinin de kendine göre avantaj ve dezavantajları olduğu için ikisini de karşılaştırmadan bir karara varmak mümkün değil ancak benim fikrim ve düşüncelerim her zaman denge ve uyumdan yana olacak.
Turizmi teşvik etmek hem başka insanların kültürümüzü tanıyıp bunu başka insanlara aktarmasını ve kültürümüzün yaşatılmasına katkıda bulunurken aynı zamanda bu mirasları korumak için gereken maddi kaynağı da bize sağlar. Turizmi geliştirmek hem insanların etnik köken ve yaşantımız hakkında bilgi sahibi olmalarına olanak tanırken aynı zamanda da kültürün paylaşılarak çoğalmasına kapı açar. Turizm aynı zamanda kendi insanımızın da kültürümüz hakkında daha çok ve yeterli bilgiye sahip olmasına olanak tanır. Elbette turizmi geliştirmenin de dezavantajları var bunlara örnek olarak; kültürel miraslarımızı gezip görürken güvenlik yetersizliğinden ve bilinçsizlikten dolayı yapı veya yapılarda oluşan hasarlar, kültürel miras bölgesi olarak kabul edilen bölgelerde açılan bol miktardaki dükkanların bölgenin asıl amacını kaybetmesini sağlaması ve turizmi geliştirmek adına yapılan bilinçsiz restorasyonlar verilebilir.
Koruma altına alarak halktan ve turistlerden uzak tutmak tarihi ve doğal yapıları sadece dış etkenlerden korumakla kalmayıp aynı zamanda da uzun vadede mirasın bozulmadan kalmasını sağlar. Avantajlarına ek olarak belirteceğim dezavantajlar da bir hayli fazla bunların arasında, toplumun gelecek nesillerin kültürel mirasa olan erişiminin kısıtlanması, halktan ve toplumdan kopuk yaşamını sürdüren mirasın unutulup yitip gitmesi ve finansal yetersizlik yüzünden miraslara gereken bakım ve önemin sağlanamaması mirasın hem zarar görmesine hem de yıpranmasına neden olur.
Bunların önlenmesine yönelik en büyük adım sürdürülebilir turizmi kalkındırmak ve yaşatmak olur. Sürdürülebilir turizm dediğimiz şey ise hem erişimin hem de turizmin güzel bir uyum içinde yaşamasıdır. Sürdürülebilir turizme örnek olarak ziyaret sayısını kontrollü tutmak, bazı alanlara girişi sınırlandırmak, yerel halkı bilinçlendirmek ve turizm gelirini doğrudan koruma çalışmaları verilebilir.
Benim fikrimce bu iki etkeni uyum içinde tutarsak hem ekonomik açıdan kalkınırız, mirasları daha iyi koşullarda muhafaza ederiz hem de kültürümüzü başka insanlara ve gelecek nesillere aktardıkça kültürümüzün geleceğe taşınması ve gelecekte de var olma ihtimali çok büyük ihtimalle artar. Elbette aksaklıklar ve bu konu ile ilgili problemler çıkabilir ama bunlar aşılamayacak düzeyde olmayacağı içi bu sorunları planlı hareket ederek ve birlikte çalışarak kolaylıkla geçebiliriz.