Küçük Yaşta Eşitlik Kavramı Edinmek

Eşitlik küçük yaşlarda öğretilmeye başlanan bir kavramdır. Her bireyin hakları eşittir. Bu birey ister kız, ister erkek olsun cinsiyet bizim için bir kriter değildir. Daha doğrusu cinsiyetin bir kriter olmaması gerekiyor. Örneğin kız bebeklere pembe, erkek bebeklere mavi giysiler almak zorunluluk gibi geliyor. Veya erkek adam hiç ağlar mıymış? tarzı cümleler insanlarda yeni bir algı oluşturuyor. Hatta öyle bir algı oluşmuş ki ağlamanın sadece kızlara has bir şey olduğunu düşünüyoruz. Ancak hesaba katmadığımız bir şey var. Ağlama duygusu ve gözyaşı bezi her insanda olan bir şeydir. Aynı şekilde istediğimiz rengi sevmek, giymek de bize kalmış bir şey. Ben böyle anlatıyorum ama günümüz insanlarının bu huylarından vazgeçeceklerini pek sanmıyorum. Peki yapmamız gerekenler cinsiyetimize göre belirleniyorsa niçin insanlara iyi olmadıkları konularda laf atıyoruz? Örneğin bir kadın dikiş yapmayı çok iyi bilirken bir erkeğin dikiş yapamaması ve ardından ona laf söylememiz çok yanlış. Bir kadına küçük yaşlarda yemek yapmayı, dikiş yapmayı öğretiyoruz. Bu durumda da ev işi dendiği zaman aklımıza sadece kadınlar geliyor. Erkekler ne yapacak peki? Onlar da mı yemek, temizlik yapacak? dendiği zaman insanların cevabı “hayır” oluyor. Çünkü bu işler erkeklerin yapabileceği işler değil onlara göre. Halbuki işlerin de bir cinsiyeti yok. İşte bütün mesele bundan ibaret. İnsanlara küçükken bu ayrımı anlatabilsek belki de daha adaletli bir hayat bizleri bekliyor olacak.

    ‘Cinsiyet eşitliği sadece bir hedef değildir. Cinsiyet eşitliği, yoksulluğu azaltmanın, sürdürülebilir bir kalkınma yaratmanın ve iyi yönetim oluşturmanın temelidir.’  (Kofi Annan)

(Visited 147 times, 1 visits today)