“Sizin hayalinizdeki yaşam alanı neresi ve nasıl?
Açıkçası, benim abartılacak kadar bir hayalim yok. Benim hayalim; boş bir çimenlik, bir de kocaman çınar ağacı, hiç de fena olmazdı. Birkaç ev olsun, birkaç kilometre ötede ise gökyüzünden mavi bir deniz olsun isterim. Denizden çıkıp bir ya da iki metre uzaklıkta bir yol, ve o yolun hem sağında hem de solunda çeşitli markalardan açık dükkanlar olsun. Kısaca bir alışveriş merkezi gibi ama açık havada. Biraz uzakta da bir alışveriş merkezi olsun, yoksa kışın üşürüz. Tabii ki orada bazı kişilerle oturmak isterim; böyle arkadaşlarım ve ben denize gidiyoruz, yanımızda köpeklerimiz. Hayali bile çok güzel. Bir de dar ama şarkılar söylenip dans edilen bir sokak olsun. Şarkıcının arkasında çalgıcılar, insanlar sokakta oynuyor. Bir market var, orada isteyen istediğini alıyor. O sokağın ilerisinde de bir sahne ama çok büyük. Oraya üç yüz tane fil sığabilir. Benim hayalim bu. Kendi hayalinizi de anlatmayı unutmayın, lütfen…