Küçük Değişiklikler Büyük Etkiler
Biri baktığında bugünün çok normal bir gün olduğunu düşünürdü.Ben fizik profösörlüğü yaptığım İTÜ’nün bahçesinde oturuyordum.Etraf öğrencilerle doluydu.Arkadan artık insanların alıştığı rahatsız edici İstanbul trafiğinin sesi geliyordu.Ama benim aklım düşüncelerle doluydu, ne yapacağımı düşünüyordum.Kafam çok karışıktı.Bir an yıllardır yaptığım çalışmaların bir sonuca varmış olması beni mutlu etti ve uygulamaya geçirmek istedim ama hemen sonrasında bunun ne kadar büyük bir şey olduğunu fark edip irkildim.Basit bir şey değildi bu.Zamanda yolculuğun yolunu bulmuştum.Bu işi yetkililere bırakmak geçti aklımdan,bu gücü kullanıp kullanmama kararını onlara bırakmak ama anında vazgeçtim çünkü zamanda yolculuk gibi büyük bir gücün tek bir hükümetin eline geçmesi riskliydi.Kararı kendim vermeliydim.Bu büyük kararın baskısı altında ezildiğimi fark ettim.Yıllardır zamanda yolculuğun gerçek olup olmadığı konusunda araştırmalar yapıyordum ama gerçekten zamanda yolculuğun nasıl yapıldığını bulmayı hiç beklemiyordum.Uzunca düşündükten sonra zamanı değiştirme tehlikesini göze almak istemedim ve bu buluşumu kendime saklamaya karar verdim.Günün geri kalanı geçti gitti ama aklım hep doluydu.Sonrasında üstünden bir hafta geçti düşüncelerimin ama artık delirmek üzereydim.Sürekli düşünüyordum.İnsanlığın kaderini değiştirebilirdim, öylece durmak çok canımı sıkıyordu.Sonunda patlama noktasına geldim.Tamamen duygusal haraket etmeye başladım.Kampüsteydim yine.Vücudum beynimi dinlemiyordu resmen, kendi kendine haraket ediyordu.Odama gittim,ayarlamaları yaptım.Neler olduğunu kavrayamadım bile tamamen mantık dışı haraket ediyordum ama yapıcak bir şey yoktu, olan olmuştu.Aklımda bir tarih, bir plan vardı.Bende o tarihe gittim.Aklımda son kalan şey İstabul’un kalabalığının rahatsız edici sesiydi.
Gelmiştim,1907 yılında Viyana’daydım.Geldiğimde içimdeki pişmanlıkların geçtiğini hissettim.Aklımdaki plan başarılı olacaktı,insanlığa büyük bir iyilik yapacaktım.Zamanda yolculuk gibi büyük bir buluşa imza atıp bunu kullanmamak saçma olurdu asıl.Planım için hemen çalışmaya başladım.Planım Hitler’in 1907 yılında sınavına girdiği Viyana Sanat Akademisi’ne girmesini sağlayıp 2. Dünya Savaşı’nın çıkmasını engellemekti.Tam istediğim tarihteydim Hitler sınavın birinci aşamasına girmiş ve geçmişti ama henüz ikinci aşamanın sonuçları açıklanmamıştı.Hitler’in ikinci aşamayı geçmesini sağlamalıydım.Sınav sonuçlarını değiştirecektim.Bunun beni çok zorlamayacağını biliyodum.Bundan 115 yıl önceki güvenlik önlemlerini atlamak çokta zor olmasa gerekti.Akşam olmasını bekledim.Beklerken geçirdiğim zaman gerçekten ilginçti.Daha önce Viyana’ya bir fizik konferansına gitmiştim.Zamanla şehirde oluşan değişim inanılmazdı.Gerçekten zamanda yolculuk yaptığımı hissetirdi bu değişim.Her neyse akşam olunca Akademi’ye gittim,düşündüğüm gibi çok zorlanmadım.Kilitli kapıları açmak,nöbetçileri kandırmak çocuk oyuncağıydı.Girdiğimde resimleri ve isimlerin yazılı olduğu dosyaları biraz karıştırdıktan sonra Adolf Hitler yazılı dosyayı gördüm.Üzerinde Almanca geçemedi yazıyordu.Hemen yazıyı değiştirdim.Evet işim bitmişti burda,artık dönebilirdim ve ne değişiklikler olduğunu görebilirdim.Ama yapamadım.Sonuçta dünyanın en büyük diktatörlerinden birinin diktatör olduğunu sadece ben bilecektim.Hem Sanat Akademisi’ne gidince Hitler’in karakterinde meydana gelecek değişimi çok merak ettim.Politikaya hiç girmemesine rağmen yinede bu karakterde kalacak mıydı.Bu düşünceler aklımı kurcalarken yine vücudum beynimi dinlemeden çalıştı ve benim ismim ve soy ismimle hem ilk aşama hemde ikinci aşama için birer Akademi’ye giriş dosyası doldurdu ve üstüne geçti yazısını yapıştırdı.Sonrasında hemen binayı terk etttim.Ne yaptığımı düşünmeye gücüm yetmedi çünkü hem zihnen hem bedenen çok yorgundum.Hemen kalacak bir yer buldum.Almancam iyi olduğundan ve yanımda biraz para olduğundan çok zorlanmadım.Sonraki gün bütün günümü düşünerek geçirdim ve bu düşüncelerden biride bundan sonra düşünmemekti,ana göre haraket etmekti.Bu düşüncemi hemen uygulamaya soktum.Günler geçti ve Sanat Akademisi’ne başladım.Benim için zorluydu çünkü sanat bilgim yoktu ama zaten tek amacım Hitlerle tanışmak olduğundan günü idare etmeye çalıştım.Öğle yemeğinde tek başıma yemeğimi yerken yanıma bir kız geldi ve oturabilir miyim diye sordu.Kızla konuşmaya başladım Esther adında Yahudi bir kızdı.Hitlerle aynı okulda Yahudi bir kızın bulunması dahada çok ilgimi çekti.Aradan birkaç gün geçti ve Esther’la arkadaşlığımız ilerledi.Öğle yemeklerini birlikte yemeye başladık.Ama canım sıkkındı çünkü yaşım nedeniyle dikkat çekmeye başlamıştım ve çok zamanım yoktu,dönmeliydim.Hem henüz Hitlerle tanışamamştımda.Tam ben bunları düşünüp öğle yemeğimi yerken her şey anlık gelişti.Hitler Esther’la benim oturduğum masaya oturdu ve konuşmaya başladı.Soğuk bir sesi vardı ve pek cana yakın değildi ama çok ikna ediciydi,çokta şaşırtıcı değil,.Ben şaşkınlıktan konuşamıyordum ama zaten çokta gerekli olmadı çünkü daha çok Esther’a ilgi gösterdi.Önümüzdeki günlerde yanımıza oturmaya devam etti.Aklımdan geçirmeye cesaret edemiyordum bunu ama Adolf Hitler Yahudi birinden hoşlanıyordu.Gerçi Yahudi olduğunu öğrenince başta biraz tepki gösterdi ama ilgisi bitmedi.Bir insanın hayatındaki küçük bir değişimin böyle büyük bir değişime yol açabilmesi inanılmazdı.Aradan kısa bir süre geçtiğinde Hitler artık bir sanat öğrencisiydi ve Yahudi bir sevgilisi vardı.Karakterinin büyük ölçüde değiştiği söylenemezdi,hala kötü bir insandı ama çokta önemli miydi? Picasso’nun karakteride kötüymüş ama herkes onun resimlerini hayranlıkla izler ya da Nietzsche de çok kötü bir insanmış ama kime sorsanız kitaplarını okur.Her ne kadar genetiğin önemi olsada insan çevresiyle karakterini oluşturur.Kimse saf kötü ya da saf iyi doğmaz sonuçta.Konumuza dönersek gördüklerim karşısında çok şaşkındım ama burada öğrenmek istediğim bilgileri öğrenmiştim.Artık gitmeli ve dünyaya yaptığım iyiliğin nasıl sonuçlandığını görmeliydim.Ayarlamaları yaptım ve zamanımıza döndüm.
Döndüğümde beni rahatsız eden ilk şey İstanbul’un rahatsız edici sesinin yok olmasıydı.Ölüm sessizliği hakimdi.Etrafıma bakındığımda İTÜ’nün yerle bir olduğunu fark ettim.Kafam çok karışmıştı.Ne olduğunu öğrenmek için etrafta dolanmaya başladım.Yerde bir kağıt parçası gördüm.Hitlerle alakalıydı.Gerçektende ünlü bir ressam olmuştu.Onun resimlerinden biriyle ilgiliydi.Sonrasında birinin beni çektiğini hissettim.Bana bağırmaya başladı sokakta bu şekilde gezmemem gerektiğini söyledi.Nedenini sorduğumda bana sanki uzaylıymışımcasına şaşkınca baktı.Bir süre sonra olayı anlatmaya başladı.Görünen o ki Hitler bir sanatçı olunca 2.Dünya Savaşı daha geç başlamış ver bu hiç iyi olmamış çünkü savaşa çok daha gelişmiş silahlarla girilmiş.Bu da dünya nüfusunun yüzde doksanın ölmesine sebep olmuş.Kısacası dünyanın sonu gelmiş.Yani iyilik yapmak isterken dünyanın sonunu getirmiştim…