Yatağımdan fırladım. Bugün gezi günüydü. Yıllardır bu gün için bekliyordum. İlk defa bir lunaparka okul gezisi düzenlenmişti. O kadar heyecanlıydım ki kahvaltımı kendim hazırladım. Gerçi çok mükemmel değildi de idare ederdi işte. Çantamı alıp okula doğru yürümeye başladım. Yürürken aklıma durmadan sorular takılıyordu. İzin kağıdını aldın mı? Ya bir şey olursa? Ya okul bizi kandırıyorsa? Ya kaza yaparsak? Ya başımıza bir şey gelirse? Bir türlü unutamıyordum. Neyse ki okula erken geldiğim için bu düşüncelerden kurtuldum. Sınıfa yürürken bir çocuk bana çarpıp fısıldadı: “Sakın geziye gitme, sakın gitme, SAKIN!” Deli miydi neydi! Her türlü gidecektim geziye. Bu fırsatı kaçırır mıydım. Sonuçta lunaparka gidiyorduk ama beni ürpertmedi değil. Sınıfa vardığımda herkes coşuyordu. Hatta bir tane arkadaşım masanın üstüne çıkmış tişörtünü elinde sallıyordu. En sonunda nöbetçi öğretmen bizi aldı ve servise götürdü. İlginç, normalde sınıf öğretmenimiz bırakırdı. Neyse işi vardır. Servise bindiğimde koltuklar değişmiş gibiydi. Her zamanki oturduğum yere oturup elimi koltuğun altına götürdüm. Oraya 1 ay önce bıraktığım sakız yok. Her seferinde kontrol ederdim ama yok. Bu biraz şüpheliydi. Arkadaşım sordu. “Şu an sihirbaz olsaydın ne yapardın?” Ben de “Ben bir sihirbaz olsaydım bu otobüsü uçururdum çünkü çabucak varalım istiyorum.” 15dk boyunca oturuyorum ve hâlâ gelmemiştik ve genelde lunaparklar şehre yakın yerlerde olurdu. Oysaki etrafta hiç bina yoktu. İleride büyük bir alan vardı. Evet! Orası lunapark olmalıydı. Sonunda varmıştık. İçeriye heyecanla girdik, a-ama burada kimse yoktu. Her şey paslıydı. Nöbetçi öğretmeni yeni sanmıştım. aslında hiçbiri okuldan değilmiş. Bizi buraya getirmek için kandırmışlardı. Hayır ama çok heyecanlanmıştık, nasıl fark edemedik bir okulun lunaparka gezi yapmayacağını. Okullar genelde müze, tiyatro gezisi falan yaparlardı. En eğlencelisi de piknik gezileri olurdu da onlar da yılda 1-2 kere yapılırdı. Geri kaçmaya çalışırken arkamızdan kapıyı kapatıp kitlediler. Bir adam mendil çıkarıp çocukları kavradı ve onların ağzına dayadı mendili. Çocuk 2 saniye de bayıldı. Diğer adamlar bizi kovalamaya başladı. Çıkış yolu yoktu. Kapı kitliydi ve duvarlar fazlasıyla yüksekti. Gerçekten kaderimiz bu muydu?
Küçük Bir Gezi
(Visited 13 times, 1 visits today)