Kredi ile Ceza Ödenir mi?

Son günlerde hepimizin gerek haberlerden gerek sosyal medya platformlarından gerek ise çevremizdekilerden sıkça duyduğumuz ve hepimizin almaktan çok korktuğu idari para cezaları neden sabittir?  Konuya şuradan başlamak gerekiyor. İdari para cezası nedir? İdari para cezası, devletin idari kurumları tarafından verilen para cezalarıdır.* İdari para cezaları vatandaşın kabahat niteliğindeki fiillerine karşı verilir. Bu nedenle idari para cezası ödenmezse hapis cezasına çevrilemez. İdari para cezaları ödenmezse, cezanın tahsili amacıyla borçlu kişi hakkında yalnızca icra işlemleri yapılabilir. Uygulamada çoğu zaman kişi adına kayıtlı taşınmaz mallar ile araba veya banka hesaplarına haciz konulmaktadır. Kişinin evine giderek fiili haciz uygulaması yapılmamaktadır.** Zaten, ev hacizine gidilse bile kanunen ev eşyaları haczedilemez. Bu işlemlerde bir yanlışlık olduğunu düşünürseniz itiraz da edebilirsiniz.

     

 

 

 

 

Tabii bu tür işlemlerde cezalar herkese aynı olur. Herkese eşit olması hedeflenir. Fakat gerçekten bizim ihtiyacımız olan eşitlik mi, yoksa adalet mi? Bu cezaların uygulandığı bireyin geliri göz önünde bulundurulmaz. Bu da bu cezayı alan herkesin içine farklı bir ateşin düşmesini sağlar. Örnek vermek gerekirse, son dönemlerde de çok haşır neşir olduğumuz korona yasaklarında, para cezası yiyen bir adam düşünün. Evi olmayan, bu dünyadaki tek serveti bir külüstür arabası ve oğlu olan bir adam. Sokağa çıkma yasağı var fakat adamların başka bir seçeneği de yok. Ve baba-oğul, 2 kişi oldukları için de para cezası 2 katına çıkıyor. Araba eski ve adamcağız da yaşlı olduğu için, ehliyetinin süresi dolduduğu ve muayene edilmediği sebepleri yüzünden 7000 Türk Lirası idari para cezası ödetilmek zorunda bırakıldılar. Herkese eşit olması için belli bir fiyat koyulmuş bu doğru, fakat bu adamcağız ile villaları, arabaları birden fazla olan adamların ödediği miktar aynı olmamalı. Adam ödeyemedi diyelim. Bu sefer devlet hacize başvuruyor. Fakat adamdan daha ne alabilirler ki?

 

 

 

 

 

 

 

 

Başka bir örnek de Gaziantep’ten geliyor. Bir ayakkabı boyacısı abimiz,Gaziantep’te sabahın erken saatlerinde 11 yıldır her gün yaptığı gibi boya sandığı ile Balıklı Parkı’na gelen 43 yaşındaki Orhan Bey, boş sokakta müşteri beklemeye başladı. Günün ilk ışıklarından itibaren tezgahını açmak için yola çıkan boyacı, kimsenin olmadığı sokaklarda müşteri beklerken, karşısında zabıtaları buldu. Evli ve 4 çocuk babası olan Orhan Bey, evde televizyonu olmadığı için kısıtlamalardan haberinini olmadığını söyledi. “Ben 11 senedir buradayım. Bekarlığımdan beri aynı işi yapıyorum. Bir gelirim yok, maaş almıyorum. Yalan söylemiyorum. Çocuk da değilim. Yaşım 43. Bu işle evimi geçindiriyorum. Ne yapayım? Kime gidip el açayım?” dedi.***

 

 

 

 

Peki bu adama uygulanan idari para cezası genelle kıyaslandığında, genele göre ne kadar eşit? Tabii bu soruyu şu şekilde de sorabiliriz: “Uygulanan bu idari para cezaları ne kadar adaletli?”. Hangi şekilde sormak istediğiniz tamamı ile size kalmış.

 

 

 

 

 

*https://sancakhukukburosu.com/adli-para-cezasi-nedir-nasil-hesaplanir-nasil-odenir

**https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/idari-para-cezasi.html

***https://www.trthaber.com/haber/turkiye/kisitlamayi-duymayan-boyaci-sokakta-musteri-bekledi-536361.html

 

(Visited 24 times, 1 visits today)