Kraliyet sarayına gezi

Merhaba ben kaşif Selin. Bugün sizlere bir keşfimi anlatacağım. Bir günlüğüne İspanya’yı keşfe çıkmıştım. Festes de la Merce festivaline denk gelmiştim ve kraliyet ailesinin de orada olacağını duymuştum. Bende gitmeye karar verdim. Festivale 1 gün olduğunu öğrendim. Bende sadece 1 günlüğüne oradaydım. O yüzden bir gün daha kalmaya karar verdim ve o günde de boğa güreşine gitmeye karar verdim. Flamenko dansına da gidecektim.

Sabah saat onda boğa güreşine gidecektim. Boğa güreşlerini pek sevmem. Çünkü boğaları öldürüyorlar ve zarar veriyorlar ve bence bu çok kötü bir şey. Ama yapıyorlar işte. Ben de bir şey yapamazdım. Matadoru hiç sevmedim, çok hava atıyordu. Ama sonra çok kötü bir şey oldu. Matador çekilemedi ve boğanın boynuzlar matadora battı. İkisi için de çok üzülmüştüm. Çünkü birisi ölmüştü, birisi de duvara sıkışmıştı. Bu yüzden boğa güreşi hiç de güzel değildi. Neyse ki erken bitti. Ben de Flamenko dansı izlemeye gittim. Çok güzel dans ediyorlardı ama çok uzun sürdü. Bu yüzden ben de sıkılıp akşam yemeğine gittim.

Prado Müzesi’ne gittim. Ama artık akşam olmuştu. Bu yüzden ben de otele gidip uyudum. Ertesi gün erkenden kalktım. Çünkü festival o gündü. Erkenden gittim. Kostümler giyip sahnede dans edenler, ejderha kostümü giyip dans edenler ve çok ilginç stantlar vardı. Stantların birinde kraliyet ailesini gördüm. Çok gösterişli kıyafetler giyiyorlardı. Onlarla konuşamadan duramadım ve onlara merhaba majesteleri dedim. Onlar da bana merhaba dedi. “Adınız nedir?” dediler ayrıca. Ben de “Selin” dedim ama ben zaten onların adını biliyordum. Kral Felipe ve kraliçe Letizia. Çok nazik oldukları için beni saraya davet ettiler. Çok heyecanlanmıştım. Çünkü kraliyet ailesinin sarayına gidecektim. Akşam olması için sabırsızlanıyordum. Festivalde gezinmeye devam ederken arkadaşım Ece’yi gördüm. Onu çok severdim, çok komik biridir. Ona kraliyet ailesiyle tanıştığımı ve onlarla akşam yemeğine gideceğimi söyledim o da gelmek ister mi diye sordum o da evet dedi nihayet akşam oldu arkadaşımı da alıp saraya gittim. Uzun sürdü ama değdi. Saraya vardığınızda içeriyi gördük ve gözlerimize inanamadık. İnanılmaz bir yerdi burası. Her türlü yemek ve şıklık vardı. Her yerde kraliçe ve krala hizmette bulunan hizmetkarlar vardı. Duvarlar kırmızı, beyaz ve mavi gibi renklere boyanmıştı. Çok şık halılar vardı. Bu saray bir harikaydı. Sonunda yemek zamanı geldi çok garip ve benim daha önce hiç tatmadığım yemekler vardı. Salyangozu tattığımda birazcık midem bulandı. Ama kraliyet ailesi yemeği afiyetle yiyordu. Tabii salyangoz dışında diğer yemekleri beğendim. Yemek bittiğinde aşçılara eline sağlık dedim ve kraliyet ailesine de teşekkür edip saraydan ayrıldım.

Bence siz de İspanya’ya gitmelisiniz çok güzel bir yer. Yapılacak ve gezilecek çok fazla yer ve şey var. O gün çok güzel geçti. Bu metni okuduğunuz için teşekkürler.

 

(Visited 3 times, 1 visits today)