Bugün hayatımdaki en unutulmaz zamanlarımdan birini yaşayacağımı bilmek beni çok heyecanlandırıyor. Ülkemizin kraliçesiyle görüşüp bir günlüğüne orada konaklayacağım! Bu gerçekten ne kadar şanslı biri olduğumu kanıtlayabilecek olaylardan biri. Bugün saat tam 12’de beni alıp saraya götürecek kırmızı ve siyah renkli, gerçek deriden yapılmış el dokuması koltuklardan oluşan ve eski dönemlerden kalma klasik arabayı beklerken; orada geçireceğim zamanı ve kraliçemize soracağım soruları düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. Ona o kadar çok şey sormak istiyorum ki… Fakat yeterince zamanı olmayacağından en önemli ve faydalı olacak soruları kafamda toparlıyorum. Uzaktan gelen arabayı görünce kalbim hızla atmaya başladı. Araba evimin önüne yanaşınca şoför araçtan inip beni kalbe yakın sözlerle karşıladı ve bana arabanın arka kapısını açtı. Giydiği siyah gömlek ve pantolon, lacivert ayakkabıları ve siyah fötr şapkasıyla resmiyetini etrafa saçıyordu. Arabaya bindikten sonra arkada bulunan koltukların tam ortasında bulunan platformda beni yeni demlenmiş bir çay karşıladı. Şoförle beraber yol alırken ettiğimiz sohbet sırasında çayımı yudumladım ve içtiğim en güzel çay olduğunu söylersem yalan olmaz.
Sarayın dış kapılarına yaklaştığımızda güvenlik açısından önemli olan birkaç kamera gördüm. Bu kameralar beyaz renkte ve ortalama bir büyüklükteydi. Oradan geçen arabaların plakalarını kontrol ederek sisteme girilmiş mi yoksa kaçak mı olduğunu 7/24 denetliyordu. İlk giriş kapısına geldiğimizde bizi iki beyaz üniformalı kapı görevlisi karşıladı. Şoförü tanıdıktan sonra bana selam verdiler ve altın renkteki, 2 metre uzunluğundaki kapıları açtılar. Arabamız içeriden geçti ve seyrek seyrek ağaçlarla kaplı farklı bir bölmedeydik artık. Burada ilerledik ve saraya en yakın araç kapısına geldiğimizde buradan sonra yayan olarak devam edeceğim söylendi. Saray çok yakında olduğundan bunda hiçbir problem sezmedim ve şoföre teşekkür edip güvenlik odasına geçtim. Ayrıntılı şekilde üstüm arandı ve güvenlik standartlarından dolayı telefonum alındı. Normalde böyle bir odanın iç açıcı olduğunu düşünmeyebilirsiniz ama oda pencereli ve gayet ferah bir tasarıma sahipti. Güvenlikler devam edebileceğimi söylediğinde artık saraya doğru yürümeye başladım ve ana kapının önüne geldim. Burada birçok asker bulunuyordu ve kırmızı ceket, kırmızı pantolon ayrıca siyah tüylü bir şapka giyiyorlardı. Beni içeri aldıklarında uzun bir koridorla karşılaştım. Bu koridorun sağ ve solunda birçok kapı vardı. Bütün kapılar meşe ağacından yapılmıştı. Lambalar o kadar şatafatlıydı ki maliyetini hesaplamak bile istemedim. Önümde bir merdiven gördüm ve üst kata çıktım. Bu merdiven sağa ve sola ayrılıyordu. Sol taraf bizi üst katlara çıkmak için bir asansöre yönlendiriyordu ve bu asansörde bir askerle birlikte çıkıyorsunuz. Sağ tarafsa üst seviye komutanların bulunduğu bölmeye ayrılıyordu. Sol tarafa geçip asansöre alındım ve kısa süre sonra kapı tekrar açıldı. Artık önümde bulunan kapının üstünde diğer kapılardan farklı olarak “Sayın Majesteleri” yazıyordu. Kapıyı tıklatan askerlere izin verildi ve kapı açıldı. Karşımda 24 ayar altından yapılmış bir tahtta oturan gri saçlı, 1.70 boylarında bir kadın vardı. Diz çöküp onu selamladım ve bana ayarlanan kahverengi tek kişilik koltuğa oturdum. Odanın içerisinde birçok önemli sanatçının yapıp gönderdiği resimler ve vazolar vardı. Ona aklımda derleyip topladığım bütün soruları sordum. Sonrasında ne yazık ki kraliçemizin önemli bir görüşmesi olduğundan onla ayrılmak zorunda kaldım. Bana sarayın en nitelikli sanatçılarının yapmış olduğu bir portre hediye etti. Son kez ona saygımı belli ederek odadan çıktım.
Bir hizmetçi beni odama yönlendirdi. Çift kapıdan oluşan bu odada altın küvete sahip bir banyo, istemezseniz yanında bir duşakabin, çift kişilik ve hem şık hem rahat bir yatak, ayrıca şehir manzaralı bir balkon da bulunuyordu. Akşam yemeğimiz özel şeflerin eliyle hazırlandığı için tabii ki şahaneydi. Artık vakit geç olmuştu ve saray orkestrasının müthiş eserini dinledim. Ardından odama çıkarak uyumaya karar verdim. Sabah kalktığımda herkese teşekkür ederek saraydan ayrıldım fakat bilin ne oldu? Beni getiren şoför kraliçenin emriyle beni evime geri bıraktı. Son kez onunla da vedalaşarak evime girdim ve koltuğumda televizyonumu açıp klasik rutinime geri döndüm.