Üzerinde hayatımızı sürdürdüğümüz gezegenimizde yaklaşık olarak bilinen 5 milyar canlı türü yaşamaktadır. Bu sayı canlı türlerinin bilenen kısmı olmakla beraber, gün geçtikçe insanlık yenileriyle karşılaşmaya devam etmektedir. Bu tür artışıyla doğru orantılı olarak canlılar için uygun habitatların sayıları hızla azalıyor. Aynı gezegeni paylaştığımız ve hayvan diye adlandırdığımız canlılar için hayatı zorlaştırmak biz insanların onlardan yararlanmalarının bir sonucu olarak ortaya çıksa da birçok ülke hayvanlardan yararlanılmasına son verilmesiyle ilgili çalışmalar yapıp önemli kararlar almıştır. Fakat tüm ülkeler aynı duyarlılık ve saygı çerçevesinde hareket etmeyip kendi vatandaşlarının isteklerine daha fazla önem veriyor gibi gözüküyor.
2013 yılında İngiltere hayvanların kozmetik ürünlerin yapım aşamasında denek olarak kullanılmamasını destekleyen bir karar aldı ve o günden itibaren bu tarz uygulamalara son verildi. Daha sonra açıklanana göre ise İngiltere’de 2013 yılında bu karar alınmadan önce yaklaşık olarak 4 milyon hayvanın bu tarz deneylerde kullanıldığı öğrenildi. Yani bu kararın alınmasında ülkenin büyük bir canlı topluluğunu denek olarak kullanmasının halk tarafından öğrenilip tartışmalara yol açmasının kaygısının taşınması olabilir. Avrupa Birliğinin 2004’te yasakladığı ve 2013 yılında pazarlama engeli koyduğu bu uygulamayı Çin Hükümeti zorunlu kılıyor. Dünyanın en büyük kozmetik pazarına sahip olan Çin, son birkaç ayda bu tür uygulamalardan kaçınmaya çalışıyor gibi görünse de diğer ülkelere kıyasla bu konuda biraz daha duyarsız gözüküyor. Hayvanlar üzerinde uygulanan bu deneylerin yapılma sebebi ise açık bir şekilde ortada. Çin, alt kalite ve sahte ürün yapımı konusunda ün salmış bir ülke olduğundan vatandaşları ve ithal ettiği ürünleri alacak kişiler için güvenli, sağlığa zararlı olmayan ve alıcıları tatmin edebilecek ürünler ortaya koymaları amaçlıyor. Henüz 1 yıl önce alınan raporlara göre, geçen seneki kozmetik ürünü testlerinde 300.000’den fazla fare ve benzeri deney hayvanı kullanılmıştır. Neyse ki yapılan açıklamalara göre kozmetik testler için alternatif çözüm yolları bulunmaya çalışılıyor.
Hayvan denekler her ne kadar acımasızca ve canice olsa da bu uygulamanın hayvanların kendi sağlığı ve toplum açısından yararlı olduğunu düşünen bir topluluk olduğunu söylemek yanlış olmaz. Kozmetik olarak yapılması uygun bulunmasa da bu tür testler büyük hastalık ve virüslere aşı bulunmasına yardımcı olabiliyor. Örneğin Hepatit B virüsüne bulunan aşı, maymunlara yapılan testler sonucunda bulunabilmiştir ve açıklanana göre deneylerde maymun türü kullanılmasaydı, aşı hiç bulunmayabilirdi. Aynı şekilde Hepatit C virüsü de bu tarz deney ve testler sayesinde bulunmuştur. Ayrıca bilim dünyasına göre, bu tür hastalıklara çözüm bulabilmek için yaşayan bir canlı formu kullanılması şart. Kullanılan denekler ile insanların aşılara ve hastalıklara verdiği tepkiler benzer olduğu için, hayvanların kullanıldığı biliniyor. Fakat bu tür deneyler bilim dünyasını ve tüm canlıların sağlığına olumlu yönde etki edecek şekilde gerçekleşmediği sürece kozmetik ve benzeri ürün yapımında, yani toplum ihtiyacına değil de isteklere ve lükslere hizmet eden sektörlerde kullanıldığında etikliğini kaybedip acımasızlık ve yararcılık boyutu kazanıyor.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, canlıların sağlık ve bilim için gerçekleştirilen deneylerde kullanılmaları, canlılara zarar verilmediği sürece, etik ve izin verilebilecek bir durum olurken ülkelerin sadece vatandaş ve alıcı memnuniyetini karşılamak için yaptığı canice uygulamalara derhal bir son verilmeli ve insanlık kendi istekleri yerine tüm canlıların ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanmalıdır.
Kaynakça:
- https://animal-testing.procon.org/
- https://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/03/150309_hayvan_deney_ingiltere
- https://www.bloomberg.com/news/articles/2018-01-16/ending-china-animal-tests-is-salve-for-big-beauty-quicktake-q-a