Köydeki Teknlojiden Uzak 1 Ayım

Yaz tatili yeni başlamıştı ve yoğun bir yılın ardından nihayet rahatlayabilmiştim. Son zamanlarda teknoloji bağımlılığının insan üzerinde yaratabileceği olumsuz etkileri fark etmeye başlamıştım. Telefon, tablet ve bilgisayar gibi cihazların neden olduğu görüş daralması, kalp hastalıkları, hafıza zayıflaması, işitme kayıpları, beyin tümörü ve stres gibi sorunları düşünerek, bir ay boyunca teknolojiden uzak kalmaya karar verdim. Fakat bunu Ankara’da yapmak imkansız olurdu, bu yüzden Karabük’e, köyümüze gitmeyi tercih ettim.

Bir süre sonra, Karabük’e gitmek için hazırlıklar tamamlandı ve heyecanla otobüse bindim. 3 saatlik yolculuk ardından, Yenice’ye ve oradan köyümüz Kocamuratlar’a varmam bir hayli yorucu olmuştu. Yokuşlu ve dağlık yollarda dolmuşla köye ulaşmak kolay değildi. Ancak köydeki tahta evimizi görünce, yaşadığım tüm yorgunluk kaybolmuştu. Bahçedeki rengarenk meyve ağaçları ve uçuşan kelebekler bana büyüleyici bir görsel şölen sunuyordu.

Dedem evin kapısını açtı ve ona sarıldım. Babaanneme de merhaba dedikten sonra çok yorgun olduğum için yatağa uzandım. Ev gerçekten çok büyük ve tarihi bir evdi; yarım asırdan fazla zamandır bu ev, birçok aileye ev sahipliği yapmıştı. Sabah, pencereye vuran gün ışıklarıyla gözlerimi açtım. Dışarıdan kuş cıvıltıları duyuluyordu. O an ne kadar huzurlu olduğumu anlatmak zor. Bu evde elektrikli eşyalar yok denecek kadar azdı. Tek çalışmayan televizyon dışında, prizlerin hiçbiri de işlevsel değildi. Telefonumun şarjı bittiği için teknolojiye tamamen uzaklaşmıştım.

Dedem ve babaannem sabah kahvaltısını hazırlamışlardı. Yardımcı oldum ve kahvaltıyı dışarıdaki kamelya masasına kurduk. Masaya oturduğumuzda hava mis gibi kokuyordu, çünkü babaannem reçeli yeni yapmıştı. Reçeli ekmeğime sürüp afiyetle yedim. Doğal tatların keyfini, Ankara’da bulmak oldukça zordu.

Kahvaltıyı yaptıktan sonra dedemle bahçeye çıkıp meyve ağaçlarını inceledik. Bahçede, her türlü meyve ve sebze yetiştiriliyordu. Ağaçlardan meyve toplayıp yediğimde, bu doğal tatların, şehirdeki fabrikasyon yiyeceklerden çok daha lezzetli olduğunu fark ettim. Bahçede dolaşmak, tüm duyularımı uyandırmış ve zihinsel rahatlık sağlamıştı. Akşam yemeğinde babaannemin yaptığı kabak yemeğini yedim. Sebze yemeklerini pek sevmesem de, babaannem yapınca oldukça lezzetli olmuştu.

O günün sonunda yine yatağımda uyudum. Günlerim genelde böyle geçti; hiçbir şekilde sıkılmadım. Şehir yaşamının sıkıcılığından kaçıp köyde inzivaya çekilmek bana çok iyi gelmişti. Teknolojik cihazlardan uzak kalmak, zihinsel olarak rahatlamama yardımcı olmuştu. Bir ayın sonunda, annem ve babam beni almaya geldiğinde köyden ayrılmak zor olsa da bu unutulmaz deneyimi asla unutmayacağım.

(Visited 2 times, 1 visits today)