Antrenmanım bittikten sonra fazlaca yorulduğumu fark ettim. Eve çabucak çıkıp uyumak istiyordum ki boşuna bir uğraş içinde olduğumu anladım. Yangın çıkmıştı tüm binada. Çığlıklar, o yandan bu yana uçuşuyor, etrafta duman kokusu ağır basıyordu. Birden annemin yerde hareketsizce yattığını fark ettim. Ağlayarak yanına yattım ve yaralarına bastırdım. Ambulansın gelişi geç oldu. Annemi nihayet teslim edince hastanedeki sandalyelerden birinde soluklandım.
Gözlerimi açtığımda profesyonel bir basketbol oyuncusuydum. Sosyal ağlar üzerindeki ünüm paha biçilemezdi. Yatağımdan doğrulduğumda başımda beliren insandan korktum doğrusu. Evimdeki görevliymiş ki ne zaman tuttuğumu bile bilmiyorum. Taze sıkılmış portakal suyuna attığı vitamin hapını biraz çözündürdükten sonra portakal suyunu bana sundu hizmetçim. Yağ yakıcıymış. Telefonumdan gelen bildirim , antrenmana gitmem gerektiğini söylüyordu ki kıyafetlerim ve içeceğim çoktan hazırlanmıştı. Saate baktım. Daha sabahın yedisiydi. Fakat vücudumun ağır tempolara alışmış olduğu gerçeği beni bir nebze rahatlatmıştı.
Garajımdaki arabayı görmek için can atıyordum. O da ne! Bir pembe lamborghini. Arabama bindim ve radyodan en sevdiğim şarkıyı açtım. Antrenman salonuna gittiğimde içimde oluşan o muazzam hissi tahmin edemezsiniz. Salonun adı ‘’Oracle Arena’’ ydı. Sponsorumuz ‘’Gatorade’’ olduğundan enerji içeceklerini şişirmemek şartıyla içtim. Antrenman bittikten sonra imza isteyene imza, fotoğraf isteyen fotoğraf verdim.
Biri omzumdan dürttü. Annemin durumunun kötü olduğunu kardeşlerimin ve babamın öldüğünü söyledi. Arafta kalmıştım. Tam anlamıyla ne yapacağımı bilmiyordum. Koşarak annemin ameliyata alındığı yere gittim. Pencereden annemi izliyordum. Ne kadar da güzeldi. Uykumu alamamıştım ve sessizce annemin ameliyata alındığı odanın kapısında gözlerimi kapattım.
Evimin kapısından geçerken içerden harika ötesi kokular geliyordu. Hizmetçim ördek ve makarna pişirmişti. Yanına üzümlü salata. Eliyle işaret ettiği yere bakınca beni masaj odasına yönlendirdiğini anladım. Peştemalımı belime bağlayıp kapıyı kapatması için işaret ettim hizmetçime. Masör masaja başladı derken annem aradı. Bana antrenmanımın nasıl geçtiğini ve sponsorluklarımdan kaç lira topladığımı sordu. Cevabım sert bir şekilde olumsuzdu. Çünkü onu ilgilendirmezdi. Birden kırılan kuluncumun ağrısını tüm vücudumda hissettim. Masör gergin görünüyordu. Canımı acıttığını anlamıştı. Devam etmesini söyledim. Bana getirilen muzlu sütten yudumlarken kardiyo antrenmanımın saatinin geldiğini fark ettim.
Gözlerimi açtığımda annemi bir yatağın üstünde hızlıca götürülürken gördüm. Nabzı için tutulmuş olan kayıtlara bakınca annemin de hayata ve bana veda ettiğini anladım. Birden perdeler açıldı.Tüm ailem doğum günümü kutluyordu. Fakat trajik bir şekilde.