Kötü Kraliçe

Büyülü Orman’ı kurtarmak için en sonunda buraya gelmek zorunda kalacağımı biliyordum: Kötü Kraliçe’nin şatosuna. Kötü Kraliçe adından da anlaşılacağı üzere halka Pamuk Prenses ‘in yerini söylemedikleri için işkenceden geçirip sonra öldüren, pek iyi bir insan olduğunu söyleyemeyeceğim bir kadındır. Asıl adı İngilizce kraliçe anlamına gelen Regina. Ne kadar uyumlu, değil mi? Devler savaşından yaklaşık 1 hafta önce Pamuk Prenses evime gelip benden kraliçenin şatonun evine gizlice girip odasından kraliçeyi kovmak için yapılan iksirin son parçasını almamı istedi. Bunu yapabilirim çünkü kraliçenin şatosunda eskiden çalışıyordum. Tabii kraliçe beni kovmadan önce. Neyse… Sonuç olarak ertesi gün yola çıkmalıydım. Çantamı hazırladım ve yardımı dokunabilecek her türlü sihirli malzemeyi yanıma aldığımdan emin oldum. Sonuçta çok güçlü bir büyücü ile karşılaşacaktım. Ertesi gün yola çıktım. Korkuyordum çünkü ölebilirdim. Pamuk Prenses’in hiç yardımcı olmayan motivasyon konuşmasını dinledikten sonra düşünmeye başlamıştım. Ölürsem ne olurdu? Bu soruma bir cevap bulamadım ama yol boyunca bunu düşündüm. Büyük bir ihtimalle bu görevi yerine getirecek başkasını bulurlardı. Beni de unuturlardı. Bunları düşünürken şatoya varmışım. Atımı fark edilmeyecek olan bir yere bağladıktan sonra üzerime peri tozu serpip şatonun açık olan herhangi bir penceresinden içeri daldım. Şansıma pencere Kraliçe’nin odasına açılıyordu. Ne yazık ki Kraliçe’de oradaydı. Yani beni resmen öldürmek için bekliyordu. Bunu nerden bildiğimi sorarsanız… şey, kendisi söyledi. Sonuçta, beni bekliyormuş. Beni neden orada olduğumu söylemeye zorladı. En sonunda söylemek zorunda kaldım ve nedenim onu çıldırttı. Bana dönüp “Sence ben neden Pamuk Prenses’i öldürmek istiyorum?” diye sordu. Cevabım hayırdı. Kimse böyle bir şey sormaya cesaret edemezdi. Sonları çok büyük bir ihtimalle ölüm olurdu. Sonra sanki canını yakan bir şey hatırlamış gibi yüzünü buruşturdu. “Pamuk Prenses annemi öldürdü.” Şaşırmış ayrıca inanmamıştım. Kendisi çok iyi kalpli bir insandı. Fakat olabilir miydi?  Daha fazla düşünmedim ve Kraliçe’nin masasından son malzemeyi kaptım ve çantama koydum. O sırada Regina hala bir şey anlatmaya devam ediyordu ve benim bir şey aldığımı fark etmemişti. Elimde kalan son peri tozumu kaçmak için kullandım. En son duyduğum ses bağırma sesleriydi. Pamuk Prenses’ e malzemeyi götürdüm ve iksiri tamamladı. İksir tamamlanınca her yeri tuhaf ve mor bir duman sarıp sonra yok oldu. Ardından bir çığlık sesinin aniden kesintisi takip etti. Kötü Kraliçe artık yoktu. Hepimiz özgürdük.

 

(Visited 201 times, 1 visits today)