Selam herkese. Yine çok değişik bir olayla sizlerleyim. Evet ben İrem. Bu sefer konu çok benimle alakalı değil doğrusu. Kedim Şeker ile alakalı. O zaman anlatmaya başlıyorum. Komşumuz Ahmet dede annemin eski bir arkadaşıydı. O beni çok severdi. Ama bir gün annem ile kavga ettiler. Olayda annem ile Ahmet dede benim hakkımda konuşuyordu. Ahmet dede benim sınavdan düşük not aldığımı duymuş. Ve Ahmet dede benim çok zeki olduğumu bildiği için hem bana, hem anneme kızmış. Annem ise beni savunmuş. O olaydan beri Ahmet dede ile küsüm. Normal bir gündü. Şeker elbisemden çekip beni dışarıya sürükledi. Ona yapmamasını söyledim ama dinleyen yok. Saat akşam yedi idi. Şekere beni nereye götürdüğünü sordum. Kısık cırtlak sesiyle “Miiiyyaaavv” dedi. Kesinlikle anlamamıştım. Ama anladım gibi yapıp Şeker’i takip ettim. Ve içimden bir iç çektim. Bu onun eviydi. AHMET DEDENİN! İçeri giremezdim! Ama Şeker sürükleyip sürükleyip duruyordu. Kedim küs olduğumuz komşumuzun kapısına doğru koştu ve gözden kayboldu. Kapı açıldı içeriden tuhaf bir bir koku geliyordu. Anlaşılan Ahmet dede yaşlılıktan kalkıp kirli çoraplarını yıkamayı yine unutmuş. Şeker içeri girdi. Bilirsiniz kediler kötü koku sever. Cesaretimi topladım ve içeri girdim. Ahmet dede ile göz göze gelmiştik. Şeker ise kokuşmuş çoraplarla oynuyordu. Şekeri kucağıma alıp Ahmet dededen özür diledim. Koşup evden çıktım. Eve gittiğimizde Şeker kustu. Ağzından ise kusmuklu bir çorap parçası çıkmıştı. Demek ki Şeker çoraplarla oynarken Ahmet dedenin bir çorabının parçasını yemiş. Vay haylaz. İşte bu da yeni bir hikayenin sonu.
Bay bay. Bay bay de Şeker. “MİYAV”