Kötü Adamın Anlatılmamış Hikayesi

Her gecenin sonu gündüz. Her gündüzün sonu da gecedir. Etrafımızdaki her şey yin kadar siyah, yang kadar beyazdır. Önemli olan ne taraftan baktığınız ve başka ne gördüğünüzdür. Güzel olan güzeldir çünkü çirkin olan vardır. Hiçbir şey tek başına tamamen iyi ya da tamamen kötü olamaz. İnsanın aklı olmadan yorumlanamaz ve değerlendirilemez. Yaşayan hiçbir insanın da düşünce biçimi aynı olmadığı için göreceli bir kavram olur iyilik ve kötülük. Birbirlerinin içinde doğmuş ve birbirlerine karışmış öznel yorumlardır.

Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder, ama hiç kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez.

Tolstoy

Geçen günlerde okuduğum bir kitaptan size bahsetmek istiyorum. Önerebileceğim en akıcı kitaplardan biri. Tanınmış bir yazar olan Jack London’ın Cinayet Şirketi adlı romanını bir solukta okuyup bitirdim. Kitabın konusu aslında bir insanın yaşama hakkını ele alıyor. İnsan yaşamının kutsal niteliğinin sadece toplumsal bir kavram olduğunu açıklıyor bizlere London. Ahlaki ve etik değerlerimizi sorgulatıyor. İyi olan gerçekten doğru olanı yapan kişi midir yoksa toplumsal pragmatizmi koruyan kişi midir? Kötü olan sonsuza kadar kötü olmaya devam eder mi yoksa bir gün iyiliğe kavuşabilir mi? Bu iki ana soru üstünden ilerleyen roman, yaşam üzerine olan bakış açımı değiştirdi. Genel olarak iyi bir insan olarak doğup büyüyen birinin öyle kalacağını ve kötülerin asla kurtarılamayacağını düşünürdüm. Önümde hiç örnek olmadığı içinmiş. İnsanların içindeki kötülüğün ve iyiliğin kaynağı aslında sadece bizim algılama biçimimizmiş. Farklı durumlarda, farklı zamanlarda, farklı yerlerde, farklı koşullarda aynı kişi hem en kötü hem de en iyi olabiliyormuş. Peki, neden?

İyi bir insan olmak kişilerin seçimi değildir. Diğer insanların o kişi hakkında olan yargıları insanı iyi veya kötü yapar. Yılan öldüren birini ele alalım. Bir hayvansever ve doğa dostu bir insan, yılanı öldüreni kötü biri olarak değerlendirir çünkü yanlış bir şey yapmıştır. Oysa o yılan tarafından sokulma ihtimali olan biri, öldüren kişiyi iyilik yapmış hatta belki hayatını kurtarmış olarak sayar. Bireyler iyiyi veya kötüyü bilerek seçmezler, seçemezler. Herkesin anlayabileceği, her gün görebileceğimiz bir örnek vereyim. Bir askerin başka bir ülkenin düşman askerini öldürmesi kendi ulusu için iyidir, öbür taraftaki halk için ise kötüdür. İyi veya kötü biri olmayı asker seçmemiştir. Sınavdan doksan alan bir çocuk kendi çerçevesi içinde çok iyidir. Sınava saatlerce çalışmış ve emeğinin karşılığını almıştır ama aynı sınavdan yüz alan başka bir çocuk çıktığı zaman artık iyi değildir çünkü daha iyisi vardır. 

Aslan yazı yazmayı öğrenene kadar her hikaye avcının zaferini anlatır.

Afrika Atasözü

Kusursuz bir dünyada yaşamadığımızın en güzel kanıtı iyilik ve kötülük kavramlarıdır. Çünkü ikisini de birbirlerinden ayırt edemeyiz. İkisinden birini seçemeyiz. Bize iyi olan geri kalan altı milyar insana kötü olabilir ve altı milyarın doğru bulduğu bizim için yanlış olabilir. Bu tür şeyler çok doğaldır ve sık sık rastlarız. Önemli olan içimizdeki iyiliği ve kötülüğü dengeleyip yolumuza devam etmektir.  

Kötüye karşı olman seni iyi biri yapmaz.

Ernest Hemingway

 

(Visited 594 times, 1 visits today)