Koronavirüs salgını bulunduğumuz yılın belki de şu ana kadar ki tek konusu oldu diyebiliriz. 2019’un son aylarında Çin’de ortaya çıkan bu virüse karşı yalnızca Çin önlem alsa da zaman içinde virüsün dünya geneline yayılmasıyla birlikte büyük bir risk haline geldi. Bu virüsü diğer hastalıklardan ayıran şey ise ölümcüllüğü ve şiddetinden ziyade yayılma hızı. Şu anda Dünya’da koronavirüsten çok daha ölümcül ve çok daha şiddetli birçok hastalık var, fakat koronavirüsü diğer hastalıklardan ayıran en temel özelliği yayılma hızı.
Koronavirüsün bir diğer özelliği ise merkez üssündeki değişiklikler oluşabilmesi, koronavirüs çıkış merkezi ilk başta Çin olsa da daha sonra Avrupa merkez üssü oldu ve şu anda Amerika Birleşik Devletleri hastalığın merkez üssü durumunda. Koronavirüsün yayılma grafikleri incelendiği zaman karşımıza üstel bir grafik çıkıyor, yani hastalık çok hızlı yayılıyor ve gitgide artış hızı artıyor.
Koronavirüs’ten önce medyaya baktığımız zaman magazin, spor, siyaset, turizm ve benzeri birçok konu varken şu anki medyada bütün olayların merkezine koronavirüs oturmuş durumda. Koronavirüs merkezli konuların başında ise aşı problemi geliyor, çünkü bilindiği üzere koronavirüsün şu an etkili bir tedavisi yok ve hastanelerde genel olarak bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi yöntemi ile bu hastalık tedavi ediliyor, aşının bulunması içinse genel olarak birçok ülke çalışmalar başlatmış durumda, kimi ülkeler ise dostane ilişkiler kurdukları devletlerin ülkelerine bu konuda bel bağlamış durumda.
Nitekim bu virüse eğer aşı bulunursa bu aşı ya Çin menşeili ya da Amerika Birleşik Devletleri menşeili olacak. Bu iki seçenekten eğer ilki yani Çin’in aşı bulması durumunda muhtemelen Çin hükümeti ülke politikaları gereği bu aşıyı Dünya’ya ücretsiz veya çok cüzi bir fiyata dağıtarak bu hastalığın daha fazla yayılmasını önleyebilir. Eğer aşıyı Amerika Birleşik Devletleri bulursa muhtemelen bu kimse için iyi olmaz, çünkü Amerikan Emperyalizmi ve serbest piyasa düzeni bun bir fırsata çevirir. Öncelikle aşı muazzam pahalı olur ve herkes bu aşıya ulaşamaz, ayrıca bu aşı muhtemelen bu aşı kanser gibi başka hastalıklara da sebep olması için özel olarak tasarlanır ve insanlar sağlık üzerine kurulu bir serbest piyasa tarafından sömürülür ve hatta bu aşının kullanılması kimi ülkelerde özellikle zorunlu hale getirilir.
Genel olarak baktığımızda eğer bu aşı Çin, Küba veya benzeri bir ülkede bulunursa aşı milliyetçiliği gerçekleşmez ve bütün Dünya’nın aşıya erişimi sağlanır, fakat Amerika Birleşik Devletleri, İsrail veya benzeri bir ülkede bulunursa bu devletler insanları sağlıkları üzerinden suistimal etmekten çekinmez ve bu aşı bir çözüm olmaktan ziyade başka bir soruna dönüşür ve bu aşının olumsuz yönlerden en çok etkilenecek ülke ise muhtemelen bu devletlere hem siyasi hem de askeri olarak bağlı olan Türkiye olur.