Okulun ilk günüyü. Öğretmenimiz anne ve babamızdan izin aldığını ve seçtiğimiz 3 arkadaşla kampa gidebileceğimizi söyledi. Çok heyecanlandım. Eve döndüğümde annem izin kağıdını imzaladı. Ertesi gün uyandım ve “O gün bugün” diye bağırdım. Kağıtları öğretmene verdik. Sorduğum arkadaşlarım çoktan gitmek için birini bulmuşlardı. Sonra en sevdiğim arkadaşlarım Zeynep ve İdil ile ormana gitmeye karar verdik.
Yola çıktık. Üçümüz birlikte kampta yapılacak işleri bölüştük. Zeynep’e çadır kurma, İdil’e eşyaları toplama ve hazırlama görevi verildi. Bana ise odun toplama görevi düşmüştü. Odun toplarken korkunç uğultular duydum birazcık korkmuştum. Kafamı çevirdiğimde korkunç ve minik canlıyı gördüğümde tüylerim diken diken oldu. O korkunç canlı yüzünden yolumu kaybettiğimi fark ettim. Ama görevimi tamamlamaya kararlı olduğum için yoluma devam ettim. Akşam olmaya başlamıştı. Zeynep ve İdil beni merak etmiş olmalılardı. Aslında peşimden gelmişlerdi ama benim haberim yoktu. Geri dönmeye karar verdim. Ancak başaramadım, o geceyi ormanda geçirmek zorundaydım. Korkmuştum. Gece yağmur yağmaya başladı ve gök gürledi. Belki üşürüm korkusuyla bulduğum odunları birbirlerine sürterek yakmaya çalıştım. Tabi ki yakmak benim 2 saatimi aldı. Geri de dönemedim çünkü orman labirent gibiydi. Bulduğum kütükte uyumaya karar verdim. Doğaya zarar vermemeliydim ama mecbur büyük bir yaprağı yorgan olarak kullanmak için kopardım. Çok uzun sürdü ama uyumayı başardım.
Sabah kalktığımda Zeynep ve İdil’i yanımda buldum. Hem de yeniden ateş yakmışlardı. Ellerinde harita vardı ve beni bulmuşlardı. Birlikte kampa geri döndük. Benim için hem korkunç hem de güzel bir gece olmuştu. Artık güvendeydim.
SON.