Korkunç Bir Gerçek

Ben Megan.15 yaşındayım ve tehlikeli bir şehirde yaşıyorum.Ve aslında şehrin en tehlikeli okullarından birine kaydolacağım.Nedeni ise orada tehlikeli insanlar olmasına rağmen şehrin en güvenli yeri de denebilir.Birazcık size bu şehirden bahsedeyim.Burada insanlar kayboluyor ve en kötüsü de bazı söylentilere göre zamanında doğa üstü varlıklar bu şehirde dolaşıyormuş.Uzun zaman boyunca bunu araştırmışlar ama bir delil veya bazı izlere ulaşılamamış.Ama o devirde yaşayan Josephine Nine bunun söylenti olmadığını ve hala olduklarını sadece yanlarına bakmalarını söylüyor.Yıllardır akıl hastanesine yatmasına rağmen,hiçbir şey değişmedi ve hala aynı şeyleri söylüyor.Anneme bu olayı sorduğumda da daha çok küçüksün,bunlarla ilgilenme diyor.Ama merak etmemek elde değil, ayrıca yaz tatilin de olduğumuz için ilgilenecek pek bir şey yok tek ilgi çeken şey bunlar.Zaten genellikle yaşıtlarım aksiyon,dedektif filmi izlemeyi veya Romanı okumayı çok sever, benim gibi.İlgilenmemin asıl sebebi okuduğum bir kitapta yaşadıklarımızın benzeri vardı ve ben bunu araştırmak istiyordum.Ama ailem buna haklı olarak izin vermiyordu.

Okullar açıldı.Benim gibi bir çok insan vardı ve hiç okul gibi değildi desem yalan olmazdı.Ben sınıfın en çalışkan öğrencisi gibi gelmiştim ama herkes hiç kasmadan rahat bir şekilde olan olayları tartışıyordu.Neyse ki tanıdığım birisi vardı.O kişi dünyadaki en gergin ama maceraperest kişisi olabilirdi.Evet kulağa değişik geliyor ama gerçekten öyle.Her zaman olayların dışında olmak istiyor ama olayların içine girerse o zaman kendini baya kaptırıyor.Son zamanlarda sesi çıkmıyordu ama okulun ilk günü onu tam olarak cesur biri gibi gördüm.Herkesle tanıştık,okula da baya alışmıştık.Başıma da o zamana kadar hiç bir şey gelmemişti.Ama okulun 1. ayında herkes birbirine alışınca Josephine Nine konusu iyice yayıldı.Ve cesaretimi toplayıp hocaya bunları sordum.Beni geçiştirip bir daha ki derste anlatacağım dedi ve uzaklaştı.Sabah ilk ders onundu ,girer girmez sordum.Hoca üstü kapalı bir şekilde anlattı ama zaten o kadarını hepimiz biliyorduk.Arkadaşlarım ve ben iyice meraklanmıştım.Okul çıkışında toplandık ve yarın okul çıkışı bunu araştırmak için bir araya gelip Josephine Nine’nin kaldığı hastaneye gidecektik.Ama ebeveynlerimizin izin vermeyeceğini bildiğimiz için gizlice çıktık.O akşam o kadar çok araştırdım ama hiçbir bilgi yazmıyordu.Neyse ki o zaman geldi.İlk önce plan yapmadığımız için yerini nereden bileceğiz diye çok düşündüm ama neyse ki arkadaşımın bir tanıdığı onun yerini biliyormuş.Ve kapının önüne geldik o kadar karanlık,rahatsız edici şekilde büyük ve olabildiğince korkunç bir hastaneydi.Bazı bağırma sesleri geliyordu o kadar korktuk ki gitmeye karar verdik ama tek bir cümle bizi ikna etti”düşünsenize,o kadar araştırdık,emek verdik korkumuzdan bırakmak bize yakışmaz”.Bu cümle hepimizin aklını çeldi.Ve bir anlık cesaretle içeri girdik.Cesur olan arkadaşım hemşirenin dikkatini dağıtırken biz diğer 5 arkadaşımla kocaman “GİRİLMEZ!” yazan bir kapının önündeydik.Ve sanki bir kuvvet bana “O kapıyı açmalısın “dedi ve anlık tepkime yenik düştüm.”Girilmez! “yazan bir kapıyı ardına kadar açmış bulum.Gördüğüm sahne o kadar korkunçtu ki oradan kaçmak istedim.

Gördüğüm şey ise Josephine Nineyi bir koltuğa bağlanmış bir şekilde ateşin önünde otururken gördüm ama daha kötü olan şey ise sanki esir tutulmuş gibiydi,bir anda değişik hareketler yapmaya başladı ve hani korku filmlerinde ki yaşlı korkunç Nineler vardır ya onlar gibiydi.Arkadaşlarımızla kısa bir süre şok geçirdik,birbirimize boş boş bakıyorduk.Bir anda altında oturduğu tekerlekli sandalyeyi oynatmaya başladı.Ve kolları açılmış bir şekilde yanımıza geldi.Ve hemen arkamızdan hemşireyi oyalayan çocuk geldi,o sert demir kapıyı resmen üzerimize kapattı.5 kişi iyice korktuk adeta orada bayılacaktık .Yanlarına baktı ve “bakın yeni misafirlerimiz geldi” dedi.Ve o kadar korkmama rağmen hatta bacaklarımın korkudan tutmamasına rağmen ona gerçekten olayı anlatmasını istedim.

Gerilerek anlatmaya başladı”Çok normal bir gündü,bir anda torunlarım içeri girdi ve 2 bebeği daha doğrusu yeni doğmuş çocuklarını kucağıma verdiler ve biz çıkıyoruz dediler.Bir daha da gelmediler.İlk günler de çok eğleniyordum ama 1. yıl olunca geceleri uyuyamamaya başladım”Ben de “Tabi ki gayet normal,bu yaşınızda iki çocuğa kocaman bir evde tek başınıza bakmanız çok zor dedim”Biraz sesini yükselterek “Sözümü kesme!dedi.Ve sözüne devam etti..Yorulduğum için değil rüyalarım yüzünden uyuyamıyordum.Ve bu rüyalar yüzünden yıllar boyunca hiç uyuyamadım.Bir gün yine akşam gördüğüm en korkunç rüyayı gördüm.Rüyam sanki gerçek gibiydi.”

Haliyle çok merak etmiştim ben de sordum .Yine sesini yükselterek “Her şey sırayla!dedi.Ve tekrar devam etti.Rüyasında o iki çocuğu yanda ki komşuları yakıyormuş.Ve bir çok şey daha anlattı.Biraz daha büyüdüm 16 yaşına geldim.Ama o günden sonra her şeyin aslı ortaya çıktı.İşin aslı, aslında o rüyada kadının genç komşuları parti veriyormuş ve çocuklarla çok zaman geçirdiği için beyni ona mesaj olarak o iki bebeği düşündürmüş.

Ve doğa üstü varlıkları görmesinin asıl nedeni ise o iki çocuğu annesi ve babası yanlarına almış ve Josephine Nine yanlız kaldığı için ve o çocuklara hem anne hem de baba olduğu için çok üzülmüş ve onları yanında gibi hissetmiş.Ve bu da rüyalarına ve gerçek hayata yansımış.Artık hiç kimsenin aklında soru işaretleri yoktu.Ve Josephine Nine’yi de o iğrenç,korkunç yerden çıkarttılar ve her şey olduğu gibi devam etti.

Rose Blossom | Archieverse Wiki | Fandom

 

 

(Visited 67 times, 1 visits today)