Kör bıçak

Bazen yaptığımız şeylerin sonuçlarını düşünmeden sadece o günü geçirmek için bazı eylemler yaparız.Bu eylem enine boyuna düşünülmüş, mantık çerçevesinde planlanmış bir şey değil ve bunun bir sonucu olarak geleceğin ne getireceğinden hiç bir fikrimiz olmaz.İşte tam da bu anda bunlar geçiyordu onun aklından.Hiç bir zaman sorunsuz bir çocuk olamamıştı.O yaşıtlarının aksine daha içine kapanık, soğuk kanlı ve mutsuz bir çocuk olmuştu.Bunu ne kadar kendine inkar etse de böyle olmasına ailesi sebep olmuştu.Daha 6 yaşında annesiyle babası ayrılmış o da bir çocuk yurduna verilmişti.Gençliğini sokak aralarında zamanını boşa harcayarak sadece o günü kurtararak geçirmişti.Bu durum büyüdüğünde de farksız kalmıştı. O sadece boğazına kadar çöpe batan yetim bir çocuktu.Hayatında ne bir başarısı ne de güzel bir anısı vardı.”Bunu geç anladım ama hiç bir zaman çabuk anlayan biri olmadım ki” diye düşündü. Güldü.Belki de elleri bir demir direğine bağlıyken bunu anlaması biraz geç olmuştu ama anlamıştı,önemli olan da buydu.Kafasını kaldırıp tutulduğu odaya bakmaya çalıştı ama kafasını kaldırmaya çalıştığı anda alnında korkunç bir acı hissetti.Elini alnına götürmeye çalıştı bir an ellerinin bağlı olduğunu unutarak.Sonra bir ses geldi.Zorlukla da olsa kafasını sesin geldiği yöne doğru kaldırmaya başardı.Karanlık bir odadaydı, etrafta çok fazla eşya yoktu: bir masa , bir sandalye. Masanın üstünde bir şeyler olmasını umuyordu zira bulunduğu yerden masanın üstünü göremiyordu.Bir yandan boyuna lanetler ederken bir yandan da yaklaşan sesi fark etti.Ve odanın kapısı büyük bir gürültüyle açıldı.İçeri uzun boylu, maskeli biri girdi.”Merhaba 118 “ dedi derinden bir sesle “Buradan canlı çıkmak istiyorsan benimle iş birliği yapmak zorundasın ve peki yapar mısın?” diye devam etti. Bir dakika bana neden 118 dedin ve daha da önemlisi sen kimsi? “Buna harcayacak bir saniyemiz bile yok ve hala sorumu yanıtlamadın “ dedi. Elindeki seçenekleri hızlıca gözden geçirdi bunun nedeni başka seçeneği olmadığı için de olabilirdi de tabii ki. “Hayatım da bir kez de olsun ileriyi de düşünmek zorundayım” diye düşündü. Ve yine aynı yola çıktı ve “anlaştık” diye yanıtladı. “Belki de bu hayatında verdiğin ne iyi karardı” dedi maskeli yabancı. Ve sanki ellerinde birden belirmiş gibi bir anahtar  çıkardı ve ona attı.”Bu da ödülün” diye seslendi kapıya doğru yönelirken.Ve sanki bir şeyi unutmuş gibi aniden dönerek “Sakın bana saldırmaya çalışma o anahtarı çıkardığım zamandan az bir şekilde seni öldürebilirim ve en kötüsü de nasıl ve nereden öldüğünü anlamazsın bile” dedi ve karanlığa karıştı.Anahtarı kullanıp ellerine tekrar kullanabilmenin verdiği sevinçle masa yöneldi.Ve baktığı anda umduğundan çok daha iyi bir şey buldu, bir silah ve bir mermi bulmuştu. “Bu işime yarayabilir” diye düşündü. Mermiyi silaha sürüp o da maskelinin ardında yola koyuldu.Yürüdü,yürüdü ve yürüdü. Etrafın daha da kararabileceğine ihtimal vermezken karalık üstüne üstüne geliyordu. Tedirgin olmaya başlamıştı. Ve tam da bu anda üstüne koşarak gelen bir şey gördü.Elleri korkudan titriyordu.Silahı zorlukla kaldırıp ateş etti. Ve bir anda her yer ben beyaz oldu. Göğüsünde tarif edilemez bir acı hissetti. Kafasını eğerek baktığında göğüsünde bir bıçak olduğunu gördü ve yukarıdan bir ses duydu yere düşerken “Sana söylemiştim”…..

(Visited 313 times, 1 visits today)