Rüzgar 7 yaşında doğayı çok seven aynı zamanda da çok meraklı bir çocuktu. Okulda en çok matematik dersini severdi. Aynı zamanda dışarıda vakit geçirdiği için bir de kulüp ve beden eğitimi derslerine bayılırdı. Okullar tatil olduğunda ise mümkünse ya hep denizde veya havuzda ya da bahçede zaman geçirmek isterdi. Mümkün olsa orada uyuyup uyanmak istiyordu. Hatta birg ün annesi ona:
-İstersen yatağını bahçeye serelim. Hep orada kalırsın. Böylece eve gelmek zorunda kalmazsın!
“Keşke böyle bir şey olsa anne!” dedi Rüzgar. O anda aklına yan komşularının bahçesinde bulunan ağaç ev geldi. Havanın güzel olduğu günlerde, acaba orada kalabilir miydi ki? Belki de yan komşularının oğlu Ali’yle beraber orada kalabilirlerdi. Bu fikrini annesine söyledi:
-Anne yan komşunun bahçesindeki ağaç evde arada bir Ali abiyle kalabilir miyim?
Annesi:
-Olabilir fakat Ali abinin bu konuda ne düşündüğünü sordun mu?
Rüzgar, “Oleyyy!” diye bağırdı ve hemen Ali ağabeyinin yanına gidip söyledi.
Ali, Rüzgar’ı çok severdi. Rüzgar’ı kıramadı ve tamam dedi.
İşte nihayet Rüzgar’ın en çok istediği şey gerçek oluyordu.Gece yıldızları izleyerek uyuyacaktı. Gözlerini açtığında ise duvarları görmeyecekti. Bulutları, güneşi ve gökyüzünü görecekti. Hayat tam da Rüzgar’ın istediği gibi gidiyordu.
Bir gün yine ağaç evde yatarken gökyüzüne baktı ve yıldızları saymaya başladı. Ama bir türlü bitiremiyordu. Olmuyordu… O kadar çoklardı ki… Ama aralarında bir tanesi vardı ki sanki ona göz kırpıyordu. Önceleri bana öyle geliyor herhalde diye düşündü Rüzgar. Fakat daha sonra bir gece yine gökyüzünü seyrederken yine o sarı yıldız Rüzgar’a doğru yaklaştı ve:
-Merhaba, ben Sarı Yıldız. Günlerdir seni izliyor ve sana göz kırpıyorum. Beni fark ettin mi?
Rüzgar şaşırmış ve biraz da korkarak:
-Evet, fark ettim ama siz nasıl bir yıldızsınız ve benimle konuşuyorsunuz?
-Evet. Ben yukarıda çok sıkıldım ve bir arkadaşım olsun istedim.Yoksa seni rahatsız mı ettim?
Rüzgar:
-Hayır hayır sadece biraz şaşkınım. Tabi ki çok mutlu oldum hem de çoookk! Ayrıca ben gökyüzünü çok merak ediyorum. Bana orasıyla ilgili bilgi verir misin?
Sarı Yıldız:
-İstersen seninle gökyüzünü izleyebiliriz.
Rüzgar yine, “Oleyyy!” diye bağırdı fakat biraz korkuyordu ve titremeye başladı.
Sarı Yıldız:
-Korkma Rüzgar ben senin yanında olacağım. Söyle bakalım önce nereden başlamak istersin?
Rüzgar:
-Ben en çok gezegenleri merak ediyorum. Acaba oralarda da canlılar yaşıyor mudur?Başka evler, başka insanlar… Hepsini, hepsini merak ediyorum. Belki daha güzel bir gezegen varsa ailemle orada yaşarız. Çünkü Dünya’dan artık çok sıkıldım.
Sarı Yıldız:
-Peki o zaman. Güneş’e en yakın gezegen olan Merkür’den başlayalım. Merkür Güneş’e çok yakın olduğu için çok sıcaktır. Güneş’e bakan tarafı çok sıcak diğer tarafı ise çok soğuktur. İki tarafında da hiçbir canlı yaşayamaz.
Rüzgar:
-Ben asla Merkür’de yaşamam! Çünkü burası çok sıcak ve ben sıcağı hiç sevmem! Ayrıca burada hiç hava da yok.
Sarı Yıldız Rüzgar’ı bu sefer de 2. gezegen Venüs’e götürmüş.
Rüzgar:
-Sarı Yıldız burası da mı çok sıcak?
-Kendin gör, kendin öğren!
-Peki o zaman beraber inceleyelim. Bu da ne Sarı Yıldız? Bu ne kadar parlak bir gezegen, gözlerim kamaşıyor!
-Al sana bir güneş gözlüğü. Bununla bakabilirsin.
-Tamam, şimdi daha iyi görebiliyorum. Aman Allah’ım burada yanardağlar var! Bir de bu koku ne Sarı Yıldız?
-Bu koku asit kokusu, insanlar için çok tehlikeli…
-O zaman ben burada da yaşayamam!..
-Hadi 3. gezegene gidelim.Yani senin sıkıldığın gezegen.
-Yoksa Dünya mı?
-Evet, Dünya. Burası yaşanabilecek tek gezegen. Aslında sen bütün gezegenleri öğrenir ve görürsen demek istediğimi daha iyi anlarsın.
-Acaba kaç gezegen var? Belki de geç olur? Annem beni merak eder!
-Güneş sisteminde toplam 7 tane gezegen var. Ama güneş sisteminin dışında da gezegenler var. Biliyor musun dünyadakiler hala güneş sisteminin dışındaki gezegenleri araştırıyorlar. Bu gezegenlerle ilgili bilgi topluyorlar. Evet Rüzgar şimdi sıra Mars’ta! Mars ölü bir gezegendir. Yani kupkurudur.
-Hadi Mars’a gidelim. Çok merak ettim.
-Hadi o zaman gidelim!…
Sarı Yıldız Rüzgar’ın elinden tutup uçurmuş. Gezegen gezegen atlayarak Mars’a ulaşmışlar.
Rüzgar:
-Heyyy! Burası çöl gibi ve çok soğuk. Ben burada da yaşayamam.Ben ılık havayı severim. Burada kum fırtınaları var etrafı göremiyorum.
-Al sana bir maske. Bu şekilde güzel görebilirsin.
-Gerçekten görebiliyorum. Ama yine nefes alamıyorum. Burada da hava yok. Çabuk gidelim! Yoksa ölebilirim!
-Hadi şimdi güneş sisteminin en büyük gezegenine gidelim. Adı Jüpiter. Yorulduysan orada oturma sakın. Burası gazlardan oluşmuş çünkü. Oturursan uzay boşluğuna düşersin!
-Bu gezegenin temizlenmesi gerekiyor, baksana burada kırmızı bir leke var.
-O leke doğuştan var. Orada şu an bir kum fırtınası var.
-Bu ne kadar büyük bir gezegen vuhuuu!..
-Bu gezegen dünyanın 11 katı büyüklüğünde. Ama burada da hava yok.
-Ben burada da yaşayamam anlaşılan. Çabuk gidelim, sırada hangi gezegen var?
-Şimdi sırada Satürn var. Ama sana bir kask lazım.
-Neden bisiklet mi süreceğiz?
-Tabi ki de hayır. Satürn’nün etrafındaki kaya parçaları kafana düşebilir.
-Tamam o zaman, hadi ver kaskımı.
-Al kaskını, sıkı tutun gidiyoruz!
-Biliyor musun Rüzgar Jüpiter’den sonra 2. büyük gezegen Satürn’dür. Yani bizim gittiğimiz gezegen.
-Burası da çok soğukmuş Sarı Yıldız..
-Jüpiter gibi burası da gazlardan oluşmuştur. Oturmak istediğinde yine uzay boşluğuna düşersin. Bu gezegenin bir yeteneği var. Ege Denizi’ne düşse yüzebilir. Çünkü çok hafiftir. Onu tek elinle bile kaldırabilirsin. Şaka şaka…
-Tamam tamam burayı da sevmedim. Sırada hangi gezegen var?
-Sırada Uranüs var. Burası da 1 saniyede insanı donduracak soğuklukta.
-Hemen burayı da terk edelim. Daha kaç gezegen var? Ben annemi özledim.
-Tamam tamam çok az kaldı. Sırada Neptün var.
-Neptün nasıl bir yer bakalım.
-Burada da hep fırtınalar var ve çok soğuk. Atmosferinde hava yok.
-Oooo! Yine çok üşüdüm. Bana bir palto versen iyi olur. Sanırım yolun sonuna geldik.
-Yooo! Daha sırada Plüton var.
-Aaa! Bu ne kadar küçük bir gezegen. Güneş’e çok uzak olduğu için daha da soğuktur. Sarı Yıldız galiba ben evime gitmek istiyorum. Çünkü çok acıktım. Gittiğimiz hiçbir gezegende yemek yok, hava yok, ağaç yok!..Her şeyden önemlisi su yok!..
Sarı Yıldız’la Rüzgar vedalaşmışlar. Bundan sonraki gezide güneş sisteminde olmayan diğer gezegenlere gitmeye karar vermişler. Rüzgar evine döndüğünde üç gün boyunca hep uyumuş. Arada bir yemek yemiş, tekrar uyumuş. Çünkü çok yorulmuş. Artık yaşadığı gezegenin yani DÜNYA’nın daha da çok kıymetini bilmeye karar vermiş.