Kontenjan

Her anne-baba çocuğunun en iyisi olmasını, en iyi okullarda okumasını ve zorluk çekmeden rahat bir hayat yaşamasını ister değil mi? Bu doğrultuda elinden geleni yapar ve çocuğuna her şeyi yapabileceği fikrini aşılar. Çocukta oluşan bu özgüven, bir teste tabi tutulur ve ailedeki istek de, çocuktaki istek de uçuruma yuvarlanır. İşte muhteşem (!) eğitim sisteminin yol açtığı bir etken daha…

Bir insanın hayatta bir yere varması veya bir baltaya sap olamaması bir sınava bağlı, ne kadar da mantıklı bir düzen değil mi! Hayatımızın bir sınav olduğu gerçeği yadsınamaz ama bir din kültürü sorusu veya bir kontenjan eksikliğinin bir hayata mal olması komik doğrusu. Yakın zamanda, bebeklerin de ailelere verildiği sırada bir sınav olacağı duyumunu aldım. Öncelikle sizi bir sınava sokuyorlar, ardından bir puan elde ediyor ve tercih yapıyorsunuz. Yaptığınız tercih doğrultusunda size bir bebek teslim ediliyor. Hatta şu tür sözleri yakın zamanda duyarsınız ”0,25 puanla Ahmet bebeği kaçırdım. 2 din kültürü sorusu daha yapsaydım şu bebeği alacaktım. Tüh be!”. Şakayı bir kenara bırakmak gerekirse değişen ve gelişen toplum düzeninde bu tür durumlar olasıdır. Peki ya çocuklar? Onların durumu daha vahim… Çünkü çocuğun gelişimi için verilen emek, 120 soru sonrası unutuluyor nedense… Çünkü toplumumuzda oluşmuş bir ön yargı duvarı var ve biz bu duvarı bir türlü aşamıyoruz… Herkesin ilgi alanı fen olmayabilir veyahut herkes matematik çözemeyebilir. Bunlar olağan şeyler fakat çok sevgili ailelerimizin gözü yükseklerde… ”Doktor olsun benim oğlum ben yaşlanınca bana baksın, mühendis olsun benim oğlum ütü makinem bozulduğunda tamir etsin, avukat olsun benim oğlum mahkemelik bir işimiz düşerse para harcamadan çözelim.”. Peki ya çocukların akli dengesi? Bunca sene verilen emekler doğrultusunda kendine olan özgüvenini sınavlarda kaybeder ve sonra sınav sonucuna göre kendini yargılar… Sınav sonucu kötü gelirse kendine olan güvenini yitirir ve aptal olduğu kanısına varıp hiç istemeyeceği mesleklere yönelir. Bu yüzden lütfen ama lütfen bu sınavlar kaldırılsın ve yerine herkesin istediği mesleğe yönelip o konuda dersler aldığı bir düzene geçilsin. Şöyle düşünün, tiyatrocu olmak isteyen biri biyoloji dersini ne yapsın?

Uzun lafın kısası, lütfen çocuklarınızı sınav başarılarına göre yargılamayın ve vereceği kararlara saygı duyup o yönde destekleyin. Bahsettiğim eğitim düzeni ülkemize hiç uymuyor fakat olması gereken bence bu. Çünkü bir insan bir sınavdan kötü bir sonuç çıkardı diye aptal, iyi bir sonuç çıkardı diye dahi olmaz, olmamalı…

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim….

Umut Bostancıoğlu

 

(Visited 90 times, 1 visits today)