a man in the desert trying to grabbing a butterfly trapped in a scale which holds himself

Konfor Hapishanesi

Hayatınızda en az bir kez, başarılı olmak için konfor alanınızdan çıkmanızı söyleyen birinden bir tavsiye aldınız. Muhtemelen bunu milyonlarca kez duymaktan bıktınız. Belki bu argümana kısmen katılıyor veya hiç katılmıyorsunuz. Belki de o kadar umutsuzca istediğin şeyi başardın. Ben ise kişisel görüşüm ve deneyimimle bu ifadeye katılıyorum.

Fikrimi haklı çıkarmak için bu alıntıyı çevreleyen birçok nedene dayanıyorum ama bunlara bakmadan önce bunun gerçekten ne anlama geldiğini anlamak istiyorum. Konfor alanımız, yani zahmetsiz aktiviteler ya da nereden baktığınıza bağlı olarak bir tür yaşam tarzı, tekrar eden bir hayatın sebebidir. Bazı insanların bazı şeyleri yapmaktan korkmaları, onların konfor alanlarının o şeyi içermemesidendir.

Şimdi bunu bilerek biri, yaşamlarında uzun vadeli etkisi olan bir değişiklik yapabilir. Daha iyi olmak için değişmek, harekete geçmemiz ve kendimizi zorlamamızla doğrudan ilişkilidir. Ve bence daha iyi olmak için rahatlık alanınızı genişletmeniz gerek. Bunuda kendimize meydan okuyarakhalledebiliriz. Kendimize meydan okumak bazı insanları rahatsız edebilir ve bu gerçekten bizi kör eder. Çoğu insan, başarıya giden yolculuklarının bu adımında zaten başarısız olur ve raydan çıkar. Bu adım en zor adımdır çünkü ateşe atlıyormuş gibi hissedebilirsiniz. Fakat aslında tek yaptığımız hayatınızda hiç denemediğimiz şeyleri denememiz. Bu çok doğal bir duygu. Bilinmeyenden korku insaların doğasında var. Ancak biz yaptığımız şeyin içten iyi bir şey orlduğunu biliyorsak bu duygu bizi korumak yerine bizi golümüzden uzaklaştırır. Bu içgüdüyü yoksayarak azimle ileri yürümek bizi farketmeden geliştirir. Bunu anlayan insanlar hissetikleri acıyı acı olarak değil de daha çok pozitif bir geri besleme olarak görüyorlar. Örnek olarak sporcular. Coğu suporcu her hafta düzenli olarak antremanlarına katılıyor ki eve gelince hertarafları arısın ve çok yorgun olsunlar diye. Bu ne kadar negative görünse bile aslında çoğu hamlık ağrısını ve yorgunluğu içlerindeki boşluğu doldurmak için kullanıyorlar. Ve elinde sonunda hem vicutlarını geliştiriyorlar hem de o yolculukta yeni hazineler kazanıyorlar.

Aslında işin özü sürekli aynı zaten halledebildiğimiz, iyi ya da kötü, davranış ve faaliyetlerden uzaklaşıp hayatımızın yeni bir parçasını açmak. Bize kapalı olan kapıları aralamak… Bu sözde aslında bunu iletiyor. Ve ben birinin nasıl buna katılamayacağını düşünemiyorum.

(Visited 40 times, 1 visits today)