Kölelik ve yaratıcılık

Ahmet Ümit’in de dediği gibi “Bize çalışan köleler değil, yaratıcı zekalar gerek”. Yani bir iş için çalışan insanların düşünmeden çalışması hem kendilerine katkı sağlamaz hem de yenilik ortaya çıkarmaz. Bu yüzden de yaptıkları işten hem zevk alamazlar hem de motive olamazlar.

 

Eğitim sistemiyle bunu bağdaştırırsak öğrenciler sınavları geçebilmek için çalışıyor bu olması gereken bişey değil. Yani derslerine sınavı geçmek için değil de gerçekten bir şeyler öğrenmek için çalışmalılar. Bunun için atılacak önemli adım da eğitim sistemini sınava dayatmamak. Maalesef ki ülkemizde öğrencilerin bilgilerini hayatta uygulamaları değil sınavda aldıkları notlar önemli. Notları onlara sadece aileleri ve öğretmenleri tarafından saygınlık sunacak ama eğer bu bilgileri gerçek hayatta uygularlarsa kendilerine daha çok faydası olur. Mesela bir yazılımcı maaş alabilmek için çalışırsa sadece kodlar yazar ama eğer gerçekten bu iş ile ilgileniyorsa farklı yöntemler dener ya da yaratıcılığını kullanarak işini etkili şekilde yapmaya çalışır. Çoğu zaman daha fazla maaş alır.

 

Motivasyonları için de yaratıcılık önemli. Mesela bir fikir bulamazlarsa işi yapmak istemezler ama hep fikir üretebilirlerse iş yapmayı daha çok isterler. Daha verimli olur onlar için ve yaptıkları işten zevk aldıkları zaman iş yaptıklarını hissetmezler. Köle olmadığını düşünüp özgürce fikir üretebilir.
Kölelik kendine değil de başkasına çalışmaktır bu yüzden hem bir işkence hem de verimsiz bir çalışma yöntemidir. Zeka ise hem istek hem de motivasyonla çalışır. Biri olmazsa diğeri de düzgün çalışmaz. Ayrıca bu şekilde saatlerce çalışmak yerine fikir yürütebilir ve yorulduğunu düşünmez. Böyle düşünmediği için de kendine ağırlık etmez.
Eğer insanlar sadece çalışmak için çalışsaydı bu kadar gelişmiş bilgilere veya deneyimlere de ulaşamamış olurlardı. İşini bitirip giden ve gerçekten yapan insanlar arasındaki fark da bu. Siz ne zaman işinizi sıkılarak yaptığınızda verim alamadığınız gibi bu her şey için geçerlidir mesela en ufak şeyde bile. İstemeyerek yemek yaparsanız tadı hiçbir zaman güzel gelmez. Çünkü zorunluluk durumundan dolayı yapıyorsunuz. Zorunlulukla kölelik aynı şey gibidir yani istemediğiniz sürece istenen sonuçlara ulaşmanız zordur.

 

Yaratıcılık ise tamamen sizin yarattığınız için ve zorunluluk altında oluşmadığı için istenilen sonuçlara ulaşabilirsiniz. Zorunluluk altında kalındığında yaratıcılığınız verimli bir şekilde de çalışmaz o yüzden yapılan her işte hem istek önemlidir hem de verimli olması önemlidir. Her zaman zorunluluk altında olmasanız da zorunlu olduğunuz için yapacağınız şeyler de olur bu zamanlarda da ne için yaptığınızı düşünün.

(Visited 64 times, 1 visits today)