“Ben Emir Yalçın. Hayatı boyunca hep ikinci planda olmuş, hep ezilmiş, hep üzülmüş 19 yaşında bir öğrenciyim. Ama kimsenin hayallerimi değiştirmesine izin vermedim.” diye başladım cümlelerime. Salonda beni izleyen herkes sessizdi. Mikrofonu elime aldım ve devam ettim. “Lisenin ilk yıllarında tembel bir çocuktum. Ama hayalleri olan bir tembeldim.” İzleyiciler güldü. Ben de onlara gülümsedim. “Haklısınız, bence de komik. Hep başarılı bir mimar olmak, ODTÜ’yü kazanmak isterdim. Bunu her derste söylediğimde herkes bana gülerdi. Fark ettirmeden öğretmenler bile gülerdi. Haklılardı. Ders çalışmayan, notları yerlerde olan serserinin tekiydim. Bir gün anneme hayallerimden bahsettim ve onları gerçekleştiremeyeceğimden. Annem kaşlarını çatarak bana baktı ve ‘Neden? Eğer çalışırsan, denersen, pes etmezsen başaramayacağın hiçbir şey olmaz Emir. Bunu sen de biliyorsun.’’ dedi. Ona gülerek notlarımdan bahsettim. ‘Sen de biliyorsun anne, ne yaparsam yapayım bu saydıklarımın gerçekleşmesi imkansız.’ Ve annem o gün bana hayatımı değiştirecek o cümleyi kurdu: İmkansız mı? Bir daha düşün.”
“O günden sonra derslerime çalışmaya başladım. Gerçekten çok çalıştım. Hiçbir zaman pes etmedim. Kimsenin bana gülmesine izin vermedim Ne zaman başım sıkışsa, ne zaman kendime ‘Bunu yapmam imkansız.’ desem hep kendime bu cümleyi kurdum. Hiçbir zaman vazgeçmedim. Karşıma çıkan ve hayalleri için imkansız diyen herkese aynı cümleyi kurdum. ‘İmkansız mı? Bir daha düşün.’”
“Şimdi size bu konuşmayı ODTÜ’nün bir öğrencisi olarak yapıyorum. Hiç peşini bırakmadığım hayallerimi gerçekleştirdim. Annemin bana o gün kurduğu cümleyi hiçbir zaman unutmadım. Hayallerime gülen, onlarla dalga geçen herkese hayallerimin komik olmadığını gösterdim. Onları bir bir gerçekleştirdim ve gerçekleştirmeye devam ediyorum. Sırada en büyük hayalim olan başarılı bir mimar olmak var. Ve ne zaman umutsuzluğa kapılsam kendime hep bu cümleyi kuruyorum. ‘İmkansız mı? Bir daha düşün.’”
Herkes alkışlıyordu. Mutlu gözlerle izleyicileri seyrettim. “Bir hayalimi daha gerçekleştirdim bugün sayenizde. Sizin karşınıza çıktım ve hayatımı, hikayemi sizlere anlattım. Sizlerin alkışlarını aldım. Eminim şu an bu koltuklarda oturan herkesin farklı hayalleri var. Herkesin farklı farklı hayalini kurduğu şeyler var. Eminim ki hepiniz hayal kırıklığına uğruyor, vazgeçicek duruma geliyor, bazen vazgeçiyorsunuz. Şimdi bu kapıdan çıkmadan önce size son bir şey söylemek istiyorum. Hayallerinizden hiçbir zaman vazgeçmeyin. Karşınıza zor bir şey çıktığında ‘Bunu yapamam.’ demek yerine kendinize ‘Kolaylaştır.’ diyin. Her imkansız dediğiniz de kendinize şunu söyleyin: İmkansız mı? Bir daha düşün.”