KOKLAŞARAK TANIŞANLAR …KÖPEKLER

Bir hafta sonu annem babam ve ben ne yapalım nereye gidelim gezmeye diye düşünürken, annemin aklına hayvan barınaklarına gitme fikri geldi. Arabaya atladık ve kocaman bir alanda bir sürü köpeğin olduğu bir barınağa gittik. Okadar çok çeşit hayvan vardıki inanamadım. Ben aslında hayvanları özellikle köpekleri çok severim. Ama kafeslerdeki köpeklerin önünden geçerken hepsi havlamaya başlayınca ve hırlayınca çok korktum. Kiminin bacaklarından birkaçı eksikti kimi zayıflıktan açlıktan çok kötü gözüküyordu ama hepsinin gözlerinde üzüntü ,korku ,öfke vardı ve aynı zamanda sevgi istiyorlardı. Annem oradaki çoğu hayvanın insanlar tarafından zarar gördüğünü öfkelerinin ondan dolayı olduğu söyledi. Ama aynı zamanda da sevilmek istiyorlardı ve korkuyorlardı. Babam bana korkmamam gerektiğini söyledi. Beni tanırlarsa benim kötü niyetli onlara yaklaşmadığımı anlayacaklarını söyledi. Ama ben yinede hepsi birden havlayınca çok korkuyordum ve kendimi nasıl tanıtacağımı bilmiyordum. Babam, usulca elimi onlara uzatmamı ve beni koklamalarına izin vermemi söyledi. Köpekler karşılarındaki insanı koklayarak tanırlarmış. Çoğunun koku alma duygusu çok gelişmiş olduğundan her şeyi koklayarak algılarmış. Çok havlayan bir tanesinin yanına gittim ve elimi uzattım önce beni ısıracak diye çok korktum. Ama o bir anda havlamayı kesti ve çekine çekine elimi koklamaya başladı. Birden sakinleşmişti. Sonra onu iyice sevebilmem için kafesten burnunu sürekli çıkarmaya elimi yalamaya başladı. Böylece tanışmıştık. Benim sadece onu sevmek istediğimi elimi koklayarak anlamıştı. Anladım ki köpekler her şeyi koklayarak tanıyorlar. Gerçekten de o meşhur söz doğruymuş. İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşıyormuş.

(Visited 113 times, 1 visits today)