Cumartesi günleri yatarken mutlu olurum. Yaşasın Pazar günüm geliyor diye. Pazar günlerini çok seviyorum.
Hem sabah geç kalkıyorsun hem de okul yok. Pazar sabahları ben annemin nefis kahvaltısıyla başlarım.
Kahvaltıdan sonra babam sorar, “bugün ne yapmak istersiniz”, annem de atılır hemen “dışarı çıkabiliriz, hem hava çok güzel” der. Ardından ailece karar alırız ve genellikle temiz hava almak için Eymir gölüne gideriz. Ben en çok kış mevsiminde seviyorum Eğmir’i. Çünkü tepelere çıkıp kızakla kayıyoruz, çok eğleniyoruz karda. Orada yarım saat yürüyüş yaptıktan sonra gölün kıyısındaki lokantalardan birinde balık ekmek yeriz. Yıllardır annem göldeki karabataklar için ekmek götürür. Ben ve kardeşim ise karabatakları zevkle besleriz. Her gittiğimizde başka olur Eymir’deki ağaçların yaprakları. Kardeşim çok sever meşe ağaçlarının altındaki palamutları toplamayı.Hava iyiyse öğlene doğru hep beraber bisiklet süreriz. Hava kararmaya başlayınca ve yarım saat sonra başlayacak olan Galatasaray’ın maçını babamla izlerim.
Maç bitiminde babam beni basketbol antrenmanına götürür, antrenmandan sonra evde ailece vakit geçiririz. Bir yandan da “of ! yarın yine okul var” diye içimden geçiririm ve Pazartesi için hazırlıklara başlarım.