Biliyorum, her hikaye ”biliyorum” kelimesi ile başlamaz ama bu hikaye biraz farklı….
Küçüklüğümde öğretmenimiz ve arkadaşlarımla beraber yaz kampına ormana gitmiştik. O sabah okula gitmeden önce o kadar heyecanlıydım ki ağzımdan tek kelime çıkmıyordu. Annem beslenmemi hazırlarken, ben çekmecemdeki eeen güzel kıyafeti seçmeye çalışıyordum hemen koşarak giyindikten sonra odamdan ayrıldım. Merdivenlerden aşağı inerken çantamı almayı unuttum. Hemen yukarı çıkıp odama girdim, her yere altüst ettim ama çantamı bir türlü bulamadım.
Annem ‘ Kızım geç kalma ,birazdan okul vakti olacak. Sizin bugün ormana geziye gitmeniz gerekmiyor mu ?’ dedi . Ben ise ‘ Çantamı bulmaya çalışıyorum anne ama bir türlü bulamadım’ dedim. O sırada tam salonun masasının üstünde çantamın olduğunu fark ettim. ‘ Annecim, geliyorum çantamı az önce buldum, servis beni bekliyor gitmem gerek ‘ dedim.
Okula vardığımda;
– Merhaba, Ema nasılsın ? ben çok heyecanlıyım bugün ki gezi için, ya sen ?
– Bende, Lila , heyecandan dün gece uyuyamadım.
– Hahaha
– Günaydın kızlar, hazır mısınız bu gezi için ?
Ben ve Lila beraber aynı anda
– Evet öğretmenim !
Hepimiz servise bindik, yolculuğumuza bakışımızı değiştirdik ve ‘bence bu gezi macera dolu olsun’ dedik hep bir ağızdan.
Biz geçen sefer ki gibi değilde bu sefer ‘FIREWALL’ ormanına gitmiştik.
Aramızda kalsın,
Ben o gün gruptan ayrılmıştım gizlice, hayali kedim ‘köpük’ ile. Köpük korkunç yüzlü ağaçların arasına girdi , bende o yanımdan kaybolacak korkusu ile peşinden koştum.
Bir yıl önce, orda bir genç kız ormanda kaybolmuştu ve onu kimse günlerce bulamamıştı. Ben efsanelere normalde inanmam ama gerçekten bir şey vardı bu ormanda!
Bu ormana gelmeden önce günlerce bu ormanın efsanesini günlerce araştırdım:
Ejderha şeklinde ormanın kalbinde bir nehir oluşturulmuştu eski dönemlerde ki insanlar, savaştıkları ejderhayı bu nehrin üstüne yatırmayı, orada öldükten sonra yattığı yerin altını kazarak altın bulacaklarına inanıyorlardı. Ayrıca bu nehirin onları koruyan bir sınır duvarı olmasını istemişler.
FIREWALL kelimesin gerçek anlamı FIRE yani ATEŞ, WALL ise duvar demek, yani kendilerine bir Ateş duvarı yaratmışlar.
Akşam olmuştu . Tehlikeliydi bu orman geceleri . Ben kendime birkaç bitki toplayıp, yemeye çalışmıştım.Uzaklarda olmayan bir ışık görmüştüm . Köpük iki bacağımın arasından geçip ışığı takip etti, bende Köpüğün peşinden koştum .
-korkuyorum. dedim kendi kendime .
Keşke ayrılmasaydım sınıfımdam ve arkadaşlarımdam diye düşündüm.
Garip ışık bir anda söndü . Ben korku içindeydim.
-bu insanlar benden acaba neyi saklıyor…
BAAAAAAAM diye ses geldi arkamdan .
tam iki saniye içinde arkama döndüm.
-…
Arkamdan kırmızı renkte ateş gibi büyük gözler bana doğru baktı. Sanki onun içinde de alev dolu bir korku vardı…
DEVAM EDECEK….
Merhaba arkadaşlar,
Galiba bu hikaye heyecanlı olduğu için devamını merak edeceksiniz tabiki, ama size bir sürprizim var!
Evet arkadaşlar bildiğimiz gibi hikayemizin kahramanı Ejderha ile göz göze gelmişti. Acaba neler olacak diye merak ediyorsanız sizlere bir ipucu :
Ema Ejderhanın canlandığını anladığında tam olarak kayıp bir şehirde bulmuştu, şehir nehirin altındaydı. Kayıp Şehir de yaşayanlar ejderhayı işkence ettikleri için intikam almak için tetikte bekliyordu ejderha.Kahramanımız Ema ise yeni arkadaşlar edinip şehri vakit kaybetmeden kurtarmaya çalışacak. Ama … vay ejderhanın alevli gözlerinin içinde sadece korku var ise ?
…
Nina Topçu Da Rosa