Hayat hiçbir zaman beklentilerime göre ilerlemedi. Zorluklardan bahsetmiyorum, onlar hep oldu hep de olacak ama bazı şeyler vardır ki neden olduğunu, nasıl olduğunu anlayamadığın ve ne kadar zaman geçerse geçsin anlam veremeyeceğin şeyler. Benim hikayem de soru işaretleriyle ve anlam veremediklerimle dolu.
Gençtik, güzeldik, mutluyduk. Size şu kadarını söyleyeyim öyle bir ailem vardı ki ne zorluk yaşarsam yaşayayım birlikte göğüs geriyorduk hatta gerekirse birlikte ağlıyorduk. Tabii siz benim aile dediğime bakmayın, kan bağına sahip olmadığım ailemden bahsediyorum. Ve içlerinde 3 kişi vardı ki benim için herkesten üstündüler. Birbirimizin tek aramasında yanında oluyor hatta gel demesek, diyemesek bile birbirimize ihtiyacımız olduğunu anlıyorduk. Gerçekten hayal edebileceğimden daha güzel bir dostluktu bizimkisi, yani ben öyle sanıyordum o zamanlar.
Herkesin hayatında olduğu gibi benim de zor dönemlerim oldu ve çok şanslıydım ki yanımda onlar vardı. Ölümün, kaybın acısını tattım ama her şey nasıl geçiyorsa bunlar da aynı o şekilde zamanla geçti. Tabii ki acısı dinmedi ama hissizleşti yaram. Ama ne zaman karşıma onları, yaşadıklarımı anımsatacak bir şey çıksa gözlerimin dolmasına, bir damla da olsa yaşın akmasına ya da içimin, kalbimin sızlamasına engel olamıyordum. Neyse, daha fazla bunlardan söz etmeyeceğim. Demem o ki bu yaşadıklarımı yaşarken ki tek iyi şey asla yalnız kalmamış olmamdı. Ama bu demek değildi ki asla yalnız kalmayacağım. O zaman bunu bilmiyordum tabi…
Ben biliyordum birini kaybetmenin verdiği acıyı bu yüzden başka birini daha kaybetmeye tahammülüm yoktu. İlk burada yanlış yapmışım işte, herkesin gidebileceğini ilk bu zaman unutmuşum. İnsanlara pek kolay güvenemediğim için güvendim mi gitmezler sanıyordum işte. İkinci yanlışı da burada yapmışım, kimseye tamamen güven olmazmış çünkü herkes de ihanet edebilecek potansiyel varmış.
Bir gün yine her gün yaptığım gibi kalkıp, hazırlanıp okula gittim. Ama içimde bir kırıklık vardı, hani tam hasta olmadan önce vücutta bir halsizlik olur ya ben de halsizdim ama hasta da değildim. Pek takılmadım buna, göz ardı ettim. Öğlen olduğunda bir şeylerin yolunda gitmediğini sezdim ve çok geçmeden sezgim beni yine yanıltmadı. Öğrendiğim şey karşısında yıkılmıştım, çok detaya girmeyeceğim ama şu kadarını söyleyeyim o bahsettiğim, herkesten önce gelen üç kişiden ilkini o gün kaybettim. Hayatım birden tersine döndü ve bir de baktım ki diğer ikisi de yavaş yavaş benden uzaklaşmaya başlamıştı. Evet başta çok üzülmüştüm ama zaman bana kimsenin buna değmeyeceğini öğretmişti.
İnsanlar böyledir işte nedensizce, aniden sizi bırakabilirler. Önce düşünürsünüz, acaba hata mı yaptım diye. Sonuçta insanız, hata yaparız. Buradan da bir şey çıkmayınca bir süre sonra aramayı bırakırsınız. Ama size şunu söyleyeyim, herkes bir gün hatasını anlıyor ve geri dönmenin bir yolunu arıyor. Ben de anlamıştım. Çünkü birinin değerini ancak o zaman biliyorsunuz. Çünkü bir şeyin kıymeti, o şeyin yokluğunun çokluğu ile artar. Ne azsa o kıymetlidir, ne yoksa onu arar insan.