Kitapçıda dolaşırken gözüme bir kitap ilişti. Kapağında eski bir harita ve bir pusula vardı. Adı da “Kayıp Ada”ydı. Merak edip aldım ve kasaya yöneldim. Kitabı ödemek için cüzdanımı çıkardığımda, kitabın arasından bir kağıt düştü. Eğilip aldım ve baktım. Kağıtta el yazısıyla yazılmış bir cep telefonu numarası vardı. Numaranın altında da “Acil durumda arayın.” yazıyordu. Kimin numarası olduğunu ve neden kitabın arasına konduğunu anlamadım. Belki de kitabı daha önce alan biri unutmuştu. Ama neden acil durumda aramam gerektiğini söylüyordu? Bu bir şaka mıydı yoksa bir tehlike mi?
Kitabı ve kağıdı aldım ve kitapçıdan çıktım. Eve giderken numarayı aramayı düşündüm ama sonra vazgeçtim. Belki de gereksiz yere birini rahatsız ederdim. Eve geldiğimde kitabı masaya koydum ve kağıdı da cebime attım. Sonra yemeğimi yedim ve televizyon izlemeye başladım.
Bir süre sonra telefonum çaldı. Baktım, tanımadığım bir numaraydı. Açtım ve “Alo” dedim. Telefondan gelen ses, “Merhaba, ben Ahmet. Sana bir kitap bıraktım. Onu buldun mu?” dedi. Şaşırdım ve “Ne kitabı?” diye sordum.
Ses, “Kayıp Ada adlı kitap. Kitabın arasına da bir numara bıraktım. O benim numaram. Acil durumda araman gerekiyor” dedi. Birden aklıma kitapçıdaki kitap geldi. Masaya baktım ve kitabı gördüm. Cebimden de kağıdı çıkardım ve numaraya baktım. Telefondaki numara ile aynıydı. “Sen kimsin?” diye sordum.
Ses, “Şimdi uzun uzun anlatamam. Ama sana şunu söyleyebilirim. O kitap sadece bir kitap değil. Bir harita. Ve o harita seni bir adaya götürecek. Kayıp bir adaya. Orada seni bekleyen bir sır var. Ve o sır hayatını değiştirecek” dedi. “Ne diyorsun sen?” diye bağırdım.
Ses, “Lütfen inan bana. Sana yalan söylemiyorum. Ama zamanımız az. Senin o kitabı alman bir tesadüf değil. Bir kader. Sen o kitabı almak için doğdun. Ve şimdi o kitabı okumak zorundasın. Ama dikkatli ol. Çünkü peşinde olanlar var. Ve onlar seni durdurmak için her şeyi yapacaklar” dedi. “Peşimde olanlar mı? Kim onlar?” diye sordum.
Ses, “Şimdi söyleyemem. Ama sana bir ipucu vereyim. Kitabın kapağına bak. Orada gördüğün pusula aslında bir anahtar. Onu çevir ve kitabın içindeki gizli bölümü aç. Orada sana nereye gitmen gerektiğini söyleyecek bir not bulacaksın. Ama acele et. Çünkü onlar çoktan yola çıktılar. Ve seni bulmadan önce senin adaya ulaşman gerekiyor.” dedi. Telefonu kapattı.
Ben de şok içinde kitabı elime aldım. Kapağındaki pusulayı çevirdim ve kitabın içindeki gizli bölümü açtım. Orada el yazısıyla yazılmış bir not vardı. Not şöyle diyordu: “Kitabın 120. sayfasına geldiğimde el yazısıyla yazılmış bir cep telefonu numarası gördüm. Bu numarayı aradığımda bana adanın konumunu söylediler. Ama onlar da peşimdeydi. Beni yakalamadan önce adaya gitmeliydim. Bu yüzden hemen bavulumu topladım ve havaalanına gittim. Uçak biletimi aldım ve uçağa bindim. Uçak havalandığında, kitabı tekrar açtım ve adanın haritasını inceledim. Orada beni neyin beklediğini bilmiyordum. Ama bir şeyden emindim. Bu, hayatımın en büyük macerası olacaktı.”