Kitap ve Hayat

Her zaman olduğu gibi işime gidiyordum. O yorgun ve bitkin patronumun çalıştığı işe. Neden olduğunu hiçbir zaman anlayamamıştım; neden bu kadar yorgun bir patronum var diye sorar dururdum. Tabii benim patronumun da patronları var ama onlar çok daha enerjik ve havalı. Keşke terfi etsem de o güzel patronlarla çalışsam. Ama bana ne kısmet en kötü patron gelmiş. Elbet bunun nedenini öğrenecektim patronumun neden bu kadar sıkıcı olduğunu, benim şansıma o gün bugün olacaktı. Neyse, ben konuya döneyim, arabamdan fırladığım gibi işe geldim. Marlo, yani çok yakın arkadaşım, bana bugün kitap getirme günü olduğunu hatırlattı. Neyse ki her zaman yanımda kitap taşırım. Marlo benim kadar kitap okumaz ama yine de bayağı kitap okur.

“Bay Anderson kitap okur mu?” diye sordu Marlo bana. Aslında hiç düşünmemiştim. Bir dakika, bir dakika, siz Bay Anderson’un kim olduğunu bilmiyorsunuz ama büyük ihtimalle tahmin etmişsinizdir; evet, benim patronum. Neyse, Marlo bana bunu sorduktan sonra hemen Bay Anderson’un yanına gittik ama bir baktık ki kitap günü konuşması için sahneye çağrılmış. Marlo, söz hakkı almayı bekledi, sanki yıllardır bunun için hazırlanıyormuş ta ne diyeceğini ezberlemiş gibiydi.

“Kitap okur musunuz Bay Andersen?” dedi Marlo.

“Okumuyorum. Eksikliğini de hissetmiyorum,” cevabını verdi Bay Anderson.

“Ama biz hissediyoruz,” dedik hep bir ağızdan tıpkı planlanmış gibi.

Yıllarca, yani bu işe ilk başladığım zamandan bu yana, tahmin etmiştim Bay Anderson’da bir problem olduğunu. O problem de kitap okumamakmış. Benim hayatım eğlenceli değil, aksiyon yok, macera yok ama kitap okuyarak kendimi başka bir yerde hissedip hayatıma renk ve anlam katabiliyorum.

(Visited 8 times, 1 visits today)