Bir gün Eylül adında bir kız varmış. Her zamanki gibi okuldan sonra kütüphaneye uğramış ve çok beğendiği bir yazarın yeni kitabı çıkmış. Hemen kitabı almak için gitmiş ve kitabı aldıktan sonra evin yolunu tutmuş. Eve geldiğinde ise kitabı hemen okumaya başlamış. Tam kitabın en eğlenceli yerine geldiği anda annesi Eylül’ü yemeğe çağırmış. Eylül kitabını bırakmak zorunda kalıp annesinin yanına gitmiş. Ailecek yemek yedikten sonra Eylül hemen odasına koşmuş ve kitabına devam etmiş. Ancak uyku saati geldiği için Eylül kitabını bırakıp uyumak zorunda kalmış.
Sabah olunca Eylül, beklenmedik bir şekilde kitabındaki karakteri odasında görmüş. Başta rüya gördüğünü düşünse de bunun gerçek olduğunu fark etmiş. Eylül tam çığlık atacakken, karakter onun ağzını kapamış. Ancak kısa süre içinde Eylül ve karakter, iyi arkadaş olmuşlar. Ama bir sorun varmış, Eylül’ün okula gitme zamanı gelmiş. Eylül, Tommy’yi yalnız bırakmak istemediği için onu da gizlice okula götürmüş.
Okula yaklaşırken Eylül’ün aklına bir fikir gelmiş: Karaktere bir ad vermek! Ve artık onun adı Tommy olmuş. Tommy ile Eylül çok iyi arkadaş olmuşlar. Fakat okulda çanta araması yapılacakmış. Eylül hemen Tommy’yi dolabına saklamış, ama o gün dolapların da aranacağı açıklanmış. Tommy hemen Eylül’ün içine girmiş. Eylül, ne yapacağını bilememiş ve korkmuş. Hocasının dikkatini çeken Eylül, “Senin neyin var?” diye sormuş. Eylül ise “Hiçbir şeyim yok.” demiş ve umursamamaya çalışmış.
Hoca, Eylül’ün çantasını ve dolabını aramaya başlamış. Ancak hiçbir şey bulamayınca şaşırmış çünkü Eylül’ün neden korktuğunu bir türlü anlayamamış. O günden sonra, Eylül ile Tommy’nin sırrı ömür boyu birbirlerinde kalmış.