Kışı Sevdiren Şehir

Çoğu insan sevmez kış mevsimini. Ben ise azınlık taraftayım. Yani kışı seven taraf bu. Bembeyaz manzaralar görmek hoşuma gidiyor aslında. Havanın o karanlık, yeryüzünün ise karlar altındaki iç açıcı manzarası mükemmel bir uyum oluşturuyor bu mevsimde. Ben bu uyumun aşığıyım.

İnsanlar da değişiyor doğal olarak. Ruh halleri etkileniyor. Herkes ruhsuz ve halsiz gibi bu mevsimde. Buna kışı sevenler de dahil. En azından ben de dahilim. Dolayısıyla da mutsuzluğa sebep oluyor. Soğuk havayı her ne kadar sevmesekte tek eğlencemiz kar ile oynamak oluyor. Mutsuz olsakta kar eğlendiriyor bizi bir nebze.

Eskiden sevmezdim kışı. Daha sonradan sevmeye başlamamın nedeni ise bu güzel şehrin manzaraları oldu. Oturup yukardan saatlerce şehirin bu kaotik ve aceleci hayatını izleyebilirdim. Bembeyaz örtünün üstünde giden küçük nokta şeklindeki  insanların hepsi hızlı adımlarla yürüyorlardı her zaman. Sanki bir yere yetişmeye çalışırcasına. Belki de soğuktan kaçıyorlardı. Gölün üzerindeki kara bulutlardan sıyrılıp günümüzü aydınlatan ışın hüzmeleride gözden kaçmıyor değil. Sanki bize bir mesaj veriyordu bu güneş ışıkları. Karanlıkları ardımızda bırakıp hedefimize ulaşmamızı söylercesine.

 

 

 

Bu fotoğrafları Toronto’nun sembolü haline gelmiş olan CN Tower’in tepesinden çektim. Eşsiz bir manzaraydı. Tüm şehir bembeyaz görüntüsüyle ayaklarımın altındaydı. Bu manzaraydı işte kışı sevmeme ve soğuğun tadını doyasıya çıkarmama sebep olan. Herkes aceleyle yürürken benim ise sakin adımlarla, soğuk havayı teneffüs ederekiliklerime kadar hissetmeme neden olan yerdi burası. Çok seviyorum Toronto’yu. Hayatımın önemli bir kısmı burda geçti ve bana çok şey kattı.  

 

 

Kış mevsimine bir kere daha aşık olmamı sağlayan manzaralardan bir başkası da Dünya’nın en büyük şelalerinden biri olan Niagara Şelalesi. Her ne kadar su sürekli hareket halinde olsa da üst yüzeyi ve şelalenin bir kısmı da kışın donmuş vaziyette oluyor.

 

Bir türlü anlayamıyorum şu mevsimi sevmeyenleri. Şelalenin yanında suyun akışının seslerini dinleyip diğer yandan da sıcacık kahvenizi yudumlayıp, gökküşağının üstünden süzülen martıyı izlerken  büyülü hayal dünyanıza doğru martı gibi süzülme düşüncesi bile kışı sevmek için yeterli bence. Bunun için bir şelalenin yanında olmanıza gerek bile yok. Çünkü hayal gücünüz yeterli. Sadece hayal kurun gerçek olmayacağını bilseniz bile. Soğuk havada küçük bir yürüyüş ile karlar kadar beyaz ve temiz hayaller kurmak iyi geliyor bana. Kış mevsiminde hayatın stresinden arınma yöntemlerimden biri bu.

Özetlemek gerekirse kış mevsimi bana kurduğum hayalleri ve güzel manzaraların bendeki anılarını hatırlatıyor. Sizlere verebileceğim tavsiye ise bol bol hayal kurup kış mevsimin beyaz hayatı içine dalmanız. O zaman bu mevsimin güzelliğinin farkına varacaksınız ve sevmeye başlayacaksınız.

 

(Visited 101 times, 1 visits today)