Fırat Bey’in evinde sıradan bir pazar günüydü.Kutunun altında kalan kahve çekirdekleri,camın kenarında bitkiler Güneş birbirlerine bakıyordu.Fırat Bey kutunun en üstünden birkaç adet kahve çekirdeği alıp kahve yapmaya başladı.En alttaki kahve çekirdeği ise sıra ona geldiğinde gideceği için üzülüyordu.
Bitki ve kahve çekirdeği iyi arkadaşlardı.Bitkinin hayatı güzeldi fakat o da kahve çekirdeğini çok özleyeceğini düşünüyordu.Kahve çekirdeğinin üzerinde sadece dört tane kahve çekirdeği kalmıştı.O gece kahve çekirdeği kutudan kaçmaya çalışacaktı.Aradan iki saat geçmişti.Akşam olmuştu.Kahve çekirdeği kendini yukarı doğru ittirmeye çalışıyordu ama Fırat Bey’in akşam kahve içmeye geleceğinden habersizdi.Fırat Bey eline aldığı kaşıkla bütün kahve çekirdeklerini kutudan aldı.Makineye doğru gittiğini gören kahve çekirdeği kaşıktan atlamış ve yere düşmüştü.Fırat Bey kahve çekirdeklerini koymaya giderken kahve çekirdeği bitkinin arkasına gitmeye çalışıyordu.Tam saksının yanına geldiğinde Fırat Bey, kahve çekirdeğini alıp çöpe poşetine atmıştı.Kahve çekirdeği:”Ben bir kahve çekirdeğiyim…Bir de bakmışsın ki…”diye başlayan cümlesini bitiremeden Fırat Bey ağzını poşetin bağlayıp bahçedeki çöp kovasına atmıştı.Çöp kovasından kurtulmaya çalışan kahve çekirdeği denemsine rağmen hiçbir şekilde başarılı olamıyordu.En sonunda çöp kamyonu gelmişti.Yolun sonuydu kahve çekirdeği için.Son bir kere eve baktığında bitkiyi görmüştü.Bitki ağlıyordu.Kahve çekirdeğini çöp kamyonunun içine koydular. Çöp arabası ilerlerken Güneş,kahve çekirdeği için daha da parlaklaştı.Bunun üzerine çöpçüler durmak zorunda kaldı.Poşetten bir delik açarak çıkan kahve çekirdeği rüzgarın yardımıyla evin önüne kadar sürüklendi.Bunu gören bitki çok mutlu olmuştu.Bahçede Fırat Bey’in köpeği vardı.Köpek,kahve çekirdeğini aldı ve içeri götürdü.Kahve çekirdeği bitkinin yanına gitmişti.Nereye kadar orada duracağını düşünüyordu kahve çekirdeği.Fırat Bey bir süre sonra fark edecekti.Birkaç gün orada bekledi kahve çekirdeği.Artık yerde durmaktan ve hiç hareket edememekten sıkılmıştı.Tam bir hafta sonra,Fırat Bey temizlik yaparken kahve çekirdeğini gördü.Kendi kendine bu kahve çekirdeği nasıl buraya gelmiş diye düşündü.Sonra elindeki süpürgeyle kahve çekirdeğini süpürmeye başladı.Kahve çekirdeğini dışarıya attı.Yolda bir arabanın çarpmasıyla sürüklenen ve kırılan kahve çekirdeği çok uzağa gitmişti.Yoldan geçen arabaların da vurmasıyla ileriye gitmeye devam eden kahve çekirdeği artık hareket edecek durumda değildi.Onun için her şeyin sonuydu.O gece evde değildi,sokaktaydı.Kahve çekirdeği artık ne yapacağını bilmiyordu.Güneş batmıştı.Aradan iki ay geçmişti.Güneş onu bulamıyor,kahve çekirdeği yalnız devam ediyordu.İleride birçok bitki görmüştü.Oraya doğru yol almıştı.Biraz ilerleyince bitkiyi fark etmişti.Gözlerine inanamadı.Konuşmaya başladılar.
Kahve çekirdeği:”Nasıl geldin buraya?”
Bitki:”-Biraz kurudum,Fırat Bey beni dışarı koydu.Rüzgarın da yardımıyla buraya kadar gelebildim.Senin burada olacağını biliyordum.”
Kahve çekirdeği:”Artık burada mıyız”
Bitki:”Öyle gözüküyor.”
Güneş dönmeye devam ederken arkadaşlarını gördü ve selam verdi.Artık orda yaşamaya başlayan bitki ve kahve çekirdeği gayet mutlulardı.
Uzun yıllar sonra da yine orada kaldılar.Diğer bitkilerle,hayvanlarla tanıştılar.Bitki ve kahve çekirdeği hayatlarını böyle tamamladılar.Güneş’i selamlayıp,sohbet ederek geçirdiler hayatlarını.